Tanımayanlar için söyleyeyim; Suriye en sivri dilli, en orijinal akıllarından birisini, Raed Fares’i kaybetti. Bir siyasetçi değildi, silahlı muhalif hiç değildi. Raed Suriye’de nadir görülen sivil toplumun en verimli, en korkusuz çalışan bireylerinden, önderlerinden birisiydi. Suriye’de hem rejimin, hem de DEAŞ’tan HTŞ’ye kadar tüm radikallerin karşısında cesurca duran sivil bir aktivist, bir genç, bir medya gönüllüsüydü.
Çok sigara içerdi, yeni sigarasını eski sigarasının ateşiyle yakan bir zincir içiciydi. Bir Yeşilay gönüllüsü olarak kendisine “sigara öldürür” dediğimde, her zamanki alaycı gülümsemesiyle “yeter ki beni öldürecek tek şey sigara olsun” demişti. Kader arkadaşı, Suriyelilerin çok sevdiği Hadi Abdullah suikasta uğradığında yanından bir dakika ayrılmamış ve aynı saldırıda şehit olan Hadi’nin kameramanı ve yakın dostu Halid İsa’nın yokluğunu aratmamaya çalışmıştı. Defalarca kaçırıldı, saldırıya uğradı. Yani ölüm ile burun buruna yaşamanın ne demek olduğunu,