Ufuk Ulutaş Akşam Gazetesi

Tahran’a gönderilen tabutların içinde ne var?

‘Suudi Arabistan, Suriye’ye asker göndermeye hazırlanıyor’ haberlerinin dolaşıma sokulduğu günlerde İran ve Esed rejimi yaptığı sert açıklamalarda ‘Suriye’ye gelen yabancı askerler tabutta...

08 Şubat 2016 | 1.283 okunma

‘Suudi Arabistan, Suriye’ye asker göndermeye hazırlanıyor’ haberlerinin dolaşıma sokulduğu günlerde İran ve Esed rejimi yaptığı sert açıklamalarda ‘Suriye’ye gelen yabancı askerler tabutta dönerler’ diyordu. Rejim adına açıklama yapan Dışişleri Bakanı Velid Muallem, kavga çıkarmaya gönderildiği ‘müzakere’ toplantılarındaki ceberut tavırları ve aparatı olduğu rejimle özdeşleşen dezenformatif açıklamalarıyla tanınsa da bu açıklamasıyla hakikati tersinden de olsa yakalamışa benziyor.

Muallem’in ve İran’ın mezkur açıklamasını yaptığı saatlerde İran’ın Suriye’deki işgal gücüne ait askerler tabutlarla İran’a taşınıyordu. İran’ın Suriye işgali başladığı günden bugüne sayısız İranlı askerin, ki bunların bazıları general rütbesinde ve hatta ordu komutanı titri yaşayan isimlerdi, tabutları İran’a gönderildi. Tabutun içinde imkânsızlıklar içinde yüzen bir halk direnişine karşı tüm imkânlarını seferber etmesine rağmen evine tabutla dönmekten kurtulamayan asker bedenleri dışında; işgal gücü İran’ın devrimciliği, İslami olarak paketlemeye çalıştığı rejimi ve bölgede mezhepçilik sosuna batırılmış kanlı jeopolitik gündemine feda edilen anti-emperyalist söylemleri var.
Suriye’yi işgal etmesine dayanak yaptığı ve hoyratça kullandığı ağır mezhepçi söylem ve gündem, İran’ı Suriye’de- diğer ülkelerde olduğu gibi- mezhepçi politikaların başaktörü yaptı. Suriye ve Irak’ta İran’ın komutasında hareket eden, mezhepçilik dolmuşuna bindirilmiş çapulcular, mezhepleri için değil kendi ülkelerinde insanca yaşamak için mücadele eden her Iraklıyı, her Suriyeliyi işkence ederek öldürdüğü zaman askerlerin cesetleriyle birlikte o tabutlarda ‘İran İslam Devrimi’nin ‘İslamiliği’ de gidiyor.
İran bölgede statükonun en büyük aktörü. Bu haliyle Mübarek’in veya Sisi’nin Mısır’ından, Kaddafi’nin Libya’sından, Ali Abdullah Salih’in Yemen’inden veya Bin Ali’nin Tunus’undan hiçbir farkı yok. İran artık bir anti-devrim güç konumunda. Eskiden devrim ihracı suçlamasıyla yaklaşılırdı İran’a, fakat İran artık bir devrim tıkacı. İran’ın bölgedeki en büyük statüko aktörlerinden biri olan Suriye Baas rejimini ayakta tutmak için şehit ettiği her Suriyeli, Esed rejimine üflediği her nefes, bölgede ve uluslararası platformlarda Esed rejimiyle birlikte girdiği her kare, Tahran’a giden tabutların içerisine İran’ın ‘devrimci’ söylemlerini de koyuyor. Bu yüzden Tahran’a giden tabutların içinde statükoyu koruma adına ölmüş İran askerlerinin cesetleri var.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye'nin eşsiz katma değeri 07 Aralık 2020 | 224 Okunma Biden sonrası ABD dış politikası 13 Kasım 2020 | 258 Okunma Amerikan seçimleri 06 Kasım 2020 | 126 Okunma Avrupa'da ırkçılık ve İslam karşıtlığı 02 Kasım 2020 | 283 Okunma Seçimler ve ABD'nin küresel pozisyonu 23 Ekim 2020 | 151 Okunma