Türkiye ve İsrail arasında bir süredir normalleşme müzakereleri devam ediyor. Mavi Marmara baskınından sonra diplomatik olarak kopan ilişkilerin yeniden canlandırılacağına dair kuvvetli emareler var. Yürütülen müzakerelerle hedeflediğinin ise iki ülke arasında normalleşme sağlanması olduğu ifade ediliyor. Sorun tam da burada başlıyor. Normalleşmeden kasıt ne? Görüşmelere dair İsrail basınına sızdırılan bilgiler dışında çok ayrıntı bilinmiyor, yine de sıklıkla kullanılan normalleşme kelimesi fazlasıyla izaha muhtaç. Aksi halde her iki tarafta da beklentiler yükselebilir veya hayal kırıklıkları yaşanabilir.
Normalleşme en basit ifadeyle iki ülke arasında çeşitli sebeplerden ötürü kesintiye uğrayan diplomatik ilişkilerin yeniden canlandırılması anlamına geliyor. Mavi Marmara sonrasında iki ülke de büyükelçilerini çekmişti. Aslında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun İsrailli mevkidaşı Dore Gold ve Netanyahu’nun Özel Temsilcisi Joseph Ciechanover ile bağlantı kanallarını hep açık tuttuğu anlaşılıyor. Roma, Cenevre, Zürih ve en son Londra’da iki taraf birçok defa bir araya geldi. Çıkan haberler büyükelçilerin yakında tekrar işlerinin başına geçebileceği yönünde. Yani eğer normalleşmeden kasıt büyükelçilerin gönderilmesiyse, bu çeşit bir normalleşme mümkün, dahası çok yakında da gerçekleşebilir.