Türkiye’yi yurtdışından takip edenlerin sadece Türk dış politikasına değil, Türkiye’deki iç gelişmelere dair de oldukça sığ analizler yaptığı bir zamandan geçmekteyiz. Bir ülkeyi dışarıdan takip etmenin zorluğu ortada, fakat bu sığlığın coğrafi mesafeyi aşan ve kolaycılık veya ideolojik saplantılara bakan yönleri daha ağır basmakta. Zira Türkiye’yi Türkiye toprakları içerisinde takip etmeye çalışan yabancıların da aynı yanlışı yaptığını söylemek mümkün.
Pazar günü Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçimi yapılacak. Türkiye sadece parlamentoyu tayin etmek için değil aynı zamanda yeni yönetim sisteminin liderliğini yapacak cumhurbaşkanını da seçmek için sandıklara gidecek. Seçim sonrasında Türkiye’de kurumsal revizyonlar yapılacak ve bir adaptasyon süreci yaşanacak. “Türkiye’ye yabancıların” böyle bir geçiş döneminde Türkiye’deki dönüşümü anlamakta zorluk çekmesini bir anlık normal kabul edelim. Fakat anlamakta zorluk çektikleri bir sürece dair ol