Birçoklarına göre dünyanın bir numaralı sorunu terör. Uzun bir süredir muhatabız farklı formlardaki teröre. Özellikle 11 Eylül sonrasında tehdit algılarının zirvesine yerleşti. Yine 11 Eylül’le birlikte kavram küreselleşti, algı küreselleşti, mücadele küreselleşti. Bu terörün 11 Eylül öncesinde olmadığı anlamına gelmiyor tabii ki. Örneğin Türkiye ASALA’dan PKK’ya kadar birçok terör örgütüyle senelerdir mücadele ediyordu. Ya da Avrupa ETA gibi örgütlerinin saldırılarına maruz kalıyordu. Fakat muhatabın kendi topraklarında ABD olması, terör algısına ve terörle mücadeleye paradigma değiştirtti.
Açıkça söylemek gerekirse maalesef terör algısı, terörün kimi muhatap aldığıyla yakından bağlantılı. Dünya siyasetinde karşılaştığımız çifte standardın bir benzeri belki de en acısı terör konusunda yaşanıyor. Yeni Zelanda’da Müslümanları hedef alan terör saldırısından sonra bir kez daha deneyimlediğimiz gibi terör kurbanının ve teröristin kimliği, saldırıya verilen önemin derecesini