Geçen salı Zorlu PSM’de Cem Yılmaz’ın ‘Karakomik Filmler 2’ filminin galasına gittim. Dün vizyona giren, 60’ar dakikadan oluşan iki film iyi birer sinema örneği. Ancak Cem Yılmaz’dan seyircinin beklediği iyi film yapması değil de güldürmesi. Bu nedenle ne yazık ki gişede çok şans vermiyorum. Serinin ilki sadece 700 bin izlenince “Beğeninize sunduk ama beğenmediniz” sözleriyle sitem eden, her fırsatta yaşadığı hayal kırıklığını paylaşan Cem Yılmaz beni şaşırtıyor açıkçası.
Çünkü bu tür filmlerin Türkiye’de milyonlarca izleyicisi yok. Hatta bunları çeken Cem Yılmaz olmasa 100 bini zor görür. Cem Yılmaz da bunun farkına varıp analiz edebilecek kadar zeki bir adam. O yüzden büyük beklentiler içinde olmasına şaşırıyorum. Ya hala Türk seyircisinden umudu kesmedi ya da filmlerin içine çok girdiği için duruma dışarıdan birinin gözüyle bakamıyor.
Saba Tümer’in galada söylediği “Seni birkaç yıl sonra anlayacaklar Cem” sözü ise umut dolu ancak katılamayacağım. Çünkü ülkemizde sanat ve sinema algısı kötü yönde değişiyor, iyi yönde değil. Cem Yılmaz böyle filmler çekmeye devam edecekse rotasını uluslararası festivallere çevirmeli. En azından o şekilde bir doyum yaşayabilir.
BLACK MIRROR
İkinci film ‘Emanet’te ciddi bir popüler televizyon eleştirisi var. Türk işi ‘Black Mirror’ desek yeridir. Yetenek yarışmalarının, evlilik ve cinayet çözme programlarının içinin boşluğunu gösteren harika bir hikaye. Ancak gelin görün ki filmin sponsoru, eleştirdiği kültürün neredeyse sahibi sayılabilecek olan TV8 kanalı. Sürekli perdede kocaman bir logo.
‘Yetenek Sizsiniz’ olduğu gibi filme taşınmış. Son zamanlarda böyle büyük ironi görmedim. Kanal, parçası olduğu sistemi eleştiren filme bir de para vermiş! Zaten Cem Yılmaz da hem Acun’u bedava oynattım hem de üzerine para aldım” diyormuş.