Oryantal Didem’i bazı şarkıcıların kadrolarında ya da afişlerinde istememesi magazinin bu haftaki en büyük problemi haline geldi. Ben bu meseleye biraz güldüm. Neden mi? Bu dansöz beğenmeme kafasıyla şarkıcı beğenmeme kafası aynı zihniyet değil mi? Mesela oğluna dansöz gelin istemeyen şarkıcı da istemez. Yani bu meslek gruplarının dayanışması gerekirken bu kavgaya anlam vermek imkansız. Ayrıca siz koskoca Madonna’dan daha mı iyi biliyorsunuz yahu? Dünyanın en büyük starlarından biri, 2014’te doğum günü partisine Didem’i konuk etti. Onunla birlikte göbek attı. Oryantal bizim eğlence kültürümüzün bir parçasıdır. Göbek dansı bir sanattır. Bu sanatı ve oryantalleri aşağılamak da kimsenin haddi değildir. Nokta.
ŞARKICI VE MÜZİSYEN FARKI
Geçen çarşamba Kuruçeşme’de yeni açılan Two by Levo adlı mekandaydım. Ve gecenin sürprizi Seçil Gür’dü. ‘Serdar Ortaç’ın eski sevgilisi’ olarak anılan Seçil’e biraz haksızlık yapılıyor. Çünkü o müzisyen kimliğiyle, sesiyle ve harika sahnesiyle konuşulmayı daha çok hak ediyor.
Şarkıcılık kötü bir şey değil tabii ki ama Seçil söz yazan, beste yapan tam teşekküllü bir müzisyen. İki kategoriyi ayırmak lazım. Geçmişine bakarsak da müzik hayatına 12 yaşında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nda başlıyor. Sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde opera eğitimi alıyor.
2005’te İTÜ Devlet Konservatuarı’na giriyor. Bu kadar donanımlı bir müzisyen ve o derece de mütevazı biri Seçil Gür. İşini en iyi şekilde yapmanın ötesinde başka bir şeyle ilgilenmiyor. Bu da onu piyasadaki sonradan olma şarkıcılardan üç beş adım birden öne geçiriyor.