Küresel ölçekte iyimser zorlamaların pek etkili olamadığı ve gelişenler arasında ülkemizin olumsuz yönde ayrıştığı bir haftayı geride bıraktık. Açıklanması beklenen verilerde ciddi sayılabilecek ve beklentileri farklılaştıracak türden bir sürpriz yaşanmadı. Belirsizlik ve kırılganlık algıları dalgalı bir şekilde yükselmeye devam etti. ABD para otoritesinin yeni Başkan adayının netleşmesi ve Ekim ayı Tarım Dışı İstihdam verileri, dolar faizlerine ilişkin beklentileri ve söz konusu paranın değerlenmesini etkilemedi. Panik eğilimler yaşanmadı. Doların diğer paralara karşı değer kaybı yönündeki eğilimin değiştiği kısmen netleşmiş olmasına rağmen sermaye ve emtia piyasaları yatay salınımlar sergiledi! Bekle- gör anlayışı ile sakin kalma çabaları kısmen başarılı oldu; fakat bu durumun korunamayacağı yönündeki endişeler güçlendi! Ekim ayı ABD iş gücü verileri çelişkili bir görünüm sergiledi. İş gücüne katılım oranının yüzde 0,04 oranında gerileyerek yüzde 62,7 seviyesine inesine, Tarım Dışı İstihdamın 261 bin kişilik artış sergilemesine ve Genel İşsizlik oranının yüzde 4,1 düzeyine inmesine rağmen yıllık ücret artışlarının yüzde 2,4 seviyesine inmesi kısmen şüphe ile karşılandı. Dikkatlerin yoğunlaştığı genel beklenti ücret artışlarının daha yüksek olacağı, tam istihdam düzeyine yaklaşılmış olması ve kasırgaların katkısı ile bir ay önceki yüzde 2,9’luk düzeyin korunabileceği yönünde idi. Ortaya çıkan ve kafa karıştıran bu fark, dolar faizlerine ve tetikleyebileceği eğilimlere ilişkin beklentileri değiştiremedi. Ülkemizdeki finansal piyasalar ise gelişenler arasında olumsuz yönde ayrışma liderliğini kimseye kaptırmadı. Türk Lirası seri bir şekilde değer kaybetmeye devam etti; geleceğe yönelik beklentiler olumsuzlaştı ve sabi...