Uğur Civelek Dünya Gazetesi

Hayal tacirleri bölünüp birbirine girmeye başlayınca

Küresel piyasalarda fiyat oynaklıkları ve işlem hacimlerinin çok istikrarsız şekilde arttığı bir süreçten geçiyoruz. Ocak ayı genelindeki yapay iyimserlik, yerini fırtınaya bırakınca...

13 Şubat 2018 | 118 okunma

Küresel piyasalarda fiyat oynaklıkları ve işlem hacimlerinin çok istikrarsız şekilde arttığı bir süreçten geçiyoruz. Ocak ayı genelindeki yapay iyimserlik, yerini fırtınaya bırakınca kafalar karıştı. Zaman zaman paniğe dönüşen riskten kaçınma eğiliminin, kalıcı olarak durdurulamamış olmasının yarattığı sıkıntı ise büyümeye devam ediyor. Tahvil faizleri dalgalı bir şekilde yükseliyor, dolar yeniden değerlenme yönünde sinyaller veriyor; bu iki faktör panik eğilimleri tetikliyor. Emtia piyasaları ve hisse senetleri bu baskılara direnemiyor ve geriliyor. Bu süreç hem ekonomik beklentileri olumsuzlaştırıyor ve hem de güvensizliği derinleştiriyor.

Etkili ve yetkili kesimler ile profesyoneller ise, yaşananların sağlıklı bir düzeltme olduğu değerlendirmesi ile durumun kendiliğinden düzelmesini umuyor! İyimserliklerini, büyüme konusundaki olumlu eğilimlere dayandırıyorlar! Bu türden yorumlar geniş kesimleri bir süre için sakinleştirebilir; fakat para otoriteleri ile piyasa profesyonelleri arasındaki uzlaşmazlıkları gidermez ve eğilimlerin giderek olumsuzlaşmasını önleyemez.

Son on gün genelinde piyasalarda yaşanan dalgalanmalar konusunda, başta ABD Merkez Bankası olmak üzere para otoritelerinin değerlendirmeleri önemlidir. Gelişmeleri sağlıklı bir düzeltme olarak görmeleri, mevcut eylem stratejilerini değiştirmeyecekleri anlamındadır; bu ise risk taşıyanların duymak istediklerinin tam aksidir. Durum böyle olunca piyasa profesyonellerinin kendi yaklaşımlarını değiştirmeye zorlanması ve kendi içlerinde bölünerek birbirlerine girmeye başlaması olasılığı yüksektir; geride bıraktığımız haftanın ikinci yarısındaki dalgalanmalar bu yeni tablo ile ilişkili olabilir.

En az üç faiz artışı olursa...

Eğer ABD para otoritesi bu yıl en az üç faiz yükselişi yapacak ve bilanço küçültmesini açıkladığı şekilde daraltmaya devam edecek ise, tahvil faizlerinin yükselmeye devam etmesi kaçınılmazdır. Bu olasılık hisse senetleri konusunda yeni değerlendirmeler yapılmasını zorunlu kılar ve bu ürünlere yönelik ilgiyi hızla azaltabilir. Sadece faaliyet gelirleri açısından yapılacak değerlemeler, hisse senedi değerlerinin balonlaştığını açığa çıkarır ve bunlardan kaçışı hızlandırabilir. Risk taşıyanlar arasındaki bölünmeler ise tüm süreci etkiler; kaldıraçlı pozisyonları acilen küçülmeye zorlar ve beklentiler seri bir şekilde olumsuzlaşır. Riskten kaçınma yönündeki eğilime yönelik direnç zayıflar ve gelişmeler kontrol dışına çıkabilir.

Hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız olası eğilimler, gelişmiş veya gelişen tüm ekonomileri etkiler. Tahvil faizleri yükselir, hisse senetleri ve emtialar geriler, dolar ise diğer paralara karşı değerlenir; bu eğilimler birbirlerini besleyerek güçlenebilir ve daha yıkıcı olmaya başlayabilir. Eşanlı olarak bilançolar yıpranır, kredi itibarları zayıflar; paranın devir hızı düştükçe ekonomik beklentiler olumsuzlaşır, maya tutturulamayan iyimser senaryolar buharlaşır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 292 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 277 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 681 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 272 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 426 Okunma