Uğur Civelek Dünya Gazetesi

İyimser zorlamalar ve sessizlik tehlikeyi azaltabiliyor mu?

Geride bıraktığımız hafta içinde beklentileri farklılaştıracak çapta gelişmelere tanık olduk. Finansal piyasalar ise gücü yettiğince bunların fiyatlanmasını engellemeye ve yapay zorlamaların dozunu...

11 Eylül 2017 | 338 okunma

Geride bıraktığımız hafta içinde beklentileri farklılaştıracak çapta gelişmelere tanık olduk. Finansal piyasalar ise gücü yettiğince bunların fiyatlanmasını engellemeye ve yapay zorlamaların dozunu artırmaya çalıştı; Haziran ayı başından bu yana sahneye koymaya başladıkları yapay zorlamaların esiri olmaya başladılar. Özellikle Euro ve Çin parası değerlendikçe dolar endeksi zayıfladı, tahvil faizleri geriledi ve emtialar kısmen yükseldi; taşıdığı riskleri azaltmayı düşünenler bekleme eğilimini sürdürdü, iyimser senaryoları sahneye koymak için seferber olanlar ise umdukları coşkulu ortamı yaratamadılar.

Geride bıraktığımız haftanın en büyük sürprizi, ABD para otoritesinde Başkan Yardımcısı-Yönetim Kurulu ve Açık Piyasa İşlem Komitesi Üyesi olan yetkilinin istifası idi. Gerekçe olarak öne sürülen özel sebepler işin bahanesi idi; sergilenen tutum nedeniyle bundan sonrasının sorumluluğunu üstlenmek istemediğini ve rest çekmiş olabileceğini dikkate almak gerekiyor! Eşanlı olarak ABD Yönetimi ile Demokratlar’ın anlaşarak borçlanma tavanı sorununu Aralık ayına kadar öteleyecek bir uzlaşmaya varması, ilginç bir tesadüf olarak not edildi!

Diğer taraftan yeni bir kasırga ABD’nin güney doğudaki eyaletlerini vurmaya başladı. Arka arkaya gelen bu felaketlerin ekonomiyi etkilememesi olası görünmüyor. Durgunlaştırıcı ve canlanma beklentilerini uyarıcı gelişmeler bir arada yaşanacak. Hasarın telafisi ek işgücü gerektirecek ve ücretlerdeki yükseliş muhtemelen hızlanacak, fiyat istikrarını korumak zorlaşacak. Dengesizlikler büyüyecek, beklentiler farklılaşacak; normalleşme olanaksız hale gelirken, küresel eğilimler bu durumdan etkilenecek.

Yukarıda saydığımız gelişmelere paralel olarak Kanada’nın faizlerini çeyrek puan yükselttiğine, Brezilya’nın ise iyimser eğilimlerden yararlanmak adına bir tam puan gerilettiğini gördük. Bu eğilimler, geleceğe yönelik küresel beklentilerin ciddi şekilde farklılaştığına işaret ediyor; hangisinin daha isabetli tavır sergilediğini zaman gösterecek!

Küresel piyasa fiyatlaması ABD’nin dolar faizlerini yakında yükseltemeyeceğini fiyatlayarak, özellikle gelişen ekonomiler nezdinde riskten kaçınma eğilimini bloke etmeye ve risk iştahını artırmaya çalışıyor. Bu tavır ABD’nin normalleşemeyeceği, doların fonlama parası olmaya devam edeceği ve değer kaybetmeyi sürdüreceği iddialarını da bünyesinde taşıyor. Kanada böyle olmayacağı beklentisinden hareketle tedbirli olmaya çalışıyor; Brezilya ise tam aksi eğilimlerin olacağı beklentisinden hareket ediyor veya ortaya çıkan fırsattan yararlanmaya çalışıyor.

Normal koşullarda faizlere ilişkin beklentiler, hem ekonomik ve hem de diğer piyasalara ilişkin tahminler üzerinde belirleyicidir. Fakat tüm ilişkilerin ters yüz olduğu bir süreçten geçiyoruz. Kırılganlaşan sistemin acil ihtiyaçları ve döviz piyasalarındaki yapay zorlamaların, diğerleri üzerinde etkili kılındığı bir karanlıkta ilerlemeye çalışıyoruz. Güven bunalımı kalıcı olabilecek şekilde ortadan kaldırılamıyor, kırılganlık yönlü algılar geriletilemiyor! Abone olunan kısa vadeli ve spekülatif bakış açılarının geniş kitleler üzerindeki etkisinin azalması önlenemiyor! Euro ve Çin parasının dolara karşı değerinin, birkaç ay sonra ne olacağı tahmin edilemiyor. Söz konusu paraların daha fazla değerlenmesinin veya değer kaybetmesinin çok tehlikeli olacağı bir süreç bizi bekliyor; her iki olasılıkta da riskten kaçınma eğilimi güçlenebilir ve çok tehlikeli hale gelebilir. Eğer söz konusu paralar güçlenmeye ve dolar endeksi değer kaybetmeye devam eder ise, yükselen emtia fiyatları enflasyon ve faizleri yükseliş yönünde zorlayacak; varlık balonları patlamaya hazır hale gelecek. Tam aksi olur da dolar güçlenir ise riskten kaçınma eğilimi güçlenerek belirleyici olacak. Ayrıca mevcut seviyelerde uzunca bir süre yatay eğilimin de pek mümkün olamayacağını dikkate almak gerekiyor!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 292 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 277 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 681 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 272 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 426 Okunma