Geride bıraktığımız hafta genelinde, küresel beklentilerin olumsuz yönde farklılaşmayı sürdürdüğüne tanık olduk. Büyüme konusuna ilişkin hesaplar seri bir şekilde yıpranmaya başladı. Jeopolitik gerginliklerin tırmanma eğilimine girmesi, ticaret savaşları konusundaki atışmaların ciddileşmesi ve riskten kaçınma yönündeki eğilimlerin yeniden güçlenmeye başlaması olası sistemik sarsıntıların fitilini ateşledi. Finansal piyasalar gündem olmaktan kurtulduğuna sevinemedi ve gelişmeleri fiyatlayamadığı gibi üzerindeki baskıların artmasını da önleyemedi.
Sermaye piyasalarındaki toparlanma zorlamaları başarısız oldu; emtia piyasaları ise değişmeye başlayan beklentiler sebebiyle geriledi. Güçlenen riskten kaçınma eğilimine bağlı olarak Doların diğer paralara karşı değer kayıpları ancak haftanın son işgününde yapay zorlama ile durdurulabildi. İşlem hacimleri zayıflarken fiyat oynaklıkları azalmadı. Fiyatlamaktan kaçınılan fakat beklentileri olumsuz yönde etkileyen gelişmeler nedeniyle korkuların etki alanı genişledi.
Korumacı söylemler belirsizliği artıyor
Rusya’nın silahlanma yarışına davetiye çıkaran söylemleri ve ABD’nin korumacı söylemleri bir kademe ileriye taşıyarak gündemi değiştirme çabaları, geleceğe yönelik belirsizliği hatırı sayılır ölçüde artırdı. Siyasi uzlaşmazlıkların küresel ekonomik beklentileri olumsuzlaştırdığı ve ABD’yi yalnızlaşma yönünde bir adım daha ileriye ittiği kanaati güçlendi. Bu gelişmeler, AB üyeleri arasındaki uzlaşmazlıkları da derinleştirmiş olabilir!
Çelik ve alüminyum ithalatına ek vergi koymaya hazırlanan ABD Yönetimi, diğer ekonomileri misillemede bulunmamaları konusunda tehdit ediyor! Bu yaklaşımın geri tepmesi ve olası ticaret savaşlarının sahne almaya başlaması olasılığı giderek yükseliyor ve küresel kırılganlığı besliyor. Bir şeyin değişmesinin önemli bir belirsizlik olduğunu göremeyenler bindikleri dalları kesmeye çalışıyor ve bunlara güvenenlerin sigortaları atacak gibi görünüyor!
Risktan kaçınma eğilimi paniğe yol açabilir