“Sayın Uğur Dündar,
‘Savaşın Yetim Çocukları’ başlıklı yazınızı okuduktan sonra ben de, bizim yetim çocukların öyküsünü anlatmaya karar verdim.
Babam Erzurum’un Çipak köyünden, şimdiki adı Kırkgöze. 1911 yılında doğmuş, o zaman malum işte, fakirlik, sefillik, cehalet diz boyu. Dört kardeşlermiş. Yıllar sonra babam bizi götürüp gösterdi. Köy adeta taş devrinden kalmış gibiydi. Orada az da olsa yaşadık.
★★★
Savaş zamanı her yer feci durumda. Erkekler savaşa gitmiş. Köyde kadınlar, çocuklar ve yaşlılar kalmış. Ve 400 yıldır beraber yaşadıkları Ermeniler. Birileri çıkmış gelmiş, çoğunu örgütlemiş. ‘Bu insanları yok edin, bir kişi kalmasın, buralar artık bizim’ demişler.
★★★