Önümde tarihi bir belge duruyor.
Mühürlü ve ıslak imzalı orijinal bir belge…
Daha doğrusu bir maaş bordrosu…
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1913 yılında
Çanakkale’de Binbaşı rütbesiyle Bolayır Kolordu Karargahı’nda
Erkan-ı Harp Reisliği yaptığı dönemde temmuz ayı maaşının
bordrosu…
Ne kadar biliyor musunuz?
Tam 735 kuruş!..
Bunun da 95 kuruşu Harp Vergisi olarak
kesilmiş!..
* * *
Peki bu bordro elime nasıl geçti?
Hafta içinde sevgi, saygı ve minnetle andığımız Devrim Şehidi
Kubilay’ın bugüne kadar yazılı basında hiç yayımlanmamış iki
fotoğrafına köşemde yer verdim.
O fotoğraflarda, Kubilay’ın yedeksubaylık ve öğretmenlik
yıllarından arkadaşı merhum Binbaşı Sadık
Ongan’da yer alıyordu.
O Sadık Ongan ki savaşta tüm yakınlarını kaybettikten sonra
henüz 7-8 yaşlarındayken, kardeşiyle birlikte Çerkezköy’den yaya
olarak yola çıkarak çamurlara bata çıka ta Sarıyer’deki Dar-ül
Eytam’a, yani kimsesizler yurduna ulaşmayı başarmış, devletin
şefkatli kollarında büyümüş ve eğitimini aldıktan sonra vatani
görevinde tezkere bırakarak binbaşılığa kadar yükselmiş vatanperver
bir subaydır.
İşte bu bordro, onun oğlu Mete’ye bıraktığı
çok değerli bir mirastır.
Çünkü vatanı düşman işgalinden kurtaran ve Cumhuriyet’i
kuran eşsiz kahramanların kısıtlı maddi imkanlarla az zamanda çok
ve büyük işler başardıklarını anlatan tarihi bir
belgedir.
* * *
Arkadaşım Mete “Bu belgeyi bir kuruma armağan etmek
istiyorum. Önerin var mı?” diye sorunca hiç
düşünmeden “Evet var;
Fenerbahçe…” dedim.
Sonra da şunları söyledim:
“Atatürk adı unutturulmaya çalışılırken, stadyumlardan
Atatürk adı silinirken, Atatürkçülük adeta bir suçmuş gibi algı
operasyonları yapılırken, Türk Silahlı Kuvvetleri bile Atatürk’e
yeterince sahip çıkamazken, hatta onun kurduğu CHP’nin bir
milletvekili Meclis’teki odasından Atatürk portresini indirirken,
Fenerbahçe camiası ve onun Başkanı Aziz Yıldırım, Atatürk
sevgisinden, devrimlerine ve Cumhuriyet’e gönülden bağlılıktan asla
vazgeçmediler. Bu nedenle kumpasların hedefi oldular, iftiraya ve
zulme uğradılar, yargısız infazlarla linç edildiler. İşte o nedenle
bu belgenin armağan edilmesi gereken kurum
Fenerbahçe’dir. Durması gereken yer de; Fenerbahçe Müzesi’ndeki
Atatürk Köşesi’dir…”