Yıl 1926…
Atatürk’ün emriyle Emlak ve Eytam Bankası adıyla
kuruldu. Banka 20 milyon liralık sermayesiyle, konut
yapımına destek verecek, gerek maliyetleri, gerekse mimari
özellikleriyle örnek toplu konutlar üretecekti.
Nitekim zaman içinde çok sayıda modern proje hayata
geçirildi.
1953’de ödenmiş sermayesi 300 milyon liraya
çıkarıldı, adı da önce Emlak ve Kredi Bankası, son
olarak da Emlakbank olarak değiştirildi, ama amacı
aynı kaldı.
Ta ki şimdi anlatacağım 80’li yıllardaki büyük hortumlamaya
kadar…
★★★
Yıl 1986…
Tren, zirvesi karlı yalçın yamaçların arasına
sıkışmış yemyeşil vadileri, bembeyaz köpükler saçarak göllere doğru
koşan akarsuları geride bırakarak, başkent Zürih’e doğru müthiş bir
hızla ilerliyordu.
Emlakbank’ın yeni yöneticileri, eski
adı Emlak Kredi Bankası olan kamu bankasını yaklaşık 100 milyon
dolar dolandırdıktan sonra İsviçre’ye kaçan ve burada krallar gibi
yaşayan hortumcuyu takibe alıp, yıllar sonra dava
açmışlardı. Genel Müdür Bülent Şemiler
yönetimindeki Emlakbank ekibinin İsviçre’deki girişimlerini,
Hürriyet Gazetesi’nin efsanevi Genel Yayın Yönetmeni Çetin
Emeç’in görevlendirmesiyle adım adım izliyordum.
Cenevre’den Zürih’e giden trende, Emlakbank ekibiyle yan yana iki
kompartımanda yolculuk ediyorduk. Bir ara koridora geçip hem ressam
fırçasından çıkmış izlenimini veren zümrüt yeşili doğayı
seyretmeye, hem de yan gözle o kompartımanda neler olup bittiğini
gözlemeye başladım.
Kısa bir süre sonra Bülent Şemiler’in sağ kolu Engin
Civan yanıma geldi ve aramızda hiç unutamadığım şu konuşma
geçti:
– Uğur Bey, siz Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli
gazetecilerden birisiniz!..
Teşekkür ederim.
– İçeride konuştuk ve sizin halk adına büyük bir cesaretle
yaptığınız işlere destek olmamız gerektiğine karar
verdik!..
Ne gibi?
– Biliyorsunuz, bankamızın Ataköy’de konutları var! Bazı
gazetecilere kolayca prim yapacak daireleri, çok uygun fiyat ve
taksitlerle veriyoruz! Onlar da kısa sürede değeri ikiye, üçe
katlanan bu konutlardan büyük kazanç sağlıyorlar!..
Eeee, bunun benimle ne alakası var?
– Şöyle var; bu dairelerden bir tane de size
verelim!..
★★★
Gülmeye başladım ve “Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle
Engin Civan” dedim. “Buraya bir hortumcuyu takibe
geldik. Tüm harcamalarımı Hürriyet’in harcırahıyla
yaptım.
Hatta size de bir sabah kahvaltısı ısmarladım.
Otel ve diğer masraflarımın makbuzları cebimde. Buna rağmen şimdi
Türkiye’de, kim bilir ne dedikodular yapılıyordur! O nedenle,
bundan böyle benim ve birinci derecede yakınlarımın değil
konut almak, banka şubelerinize tasarruf sahibi olarak girmeleri
bile mümkün değil!.. Ben başkalarına benzemem!..”
Yüzü allak bullak olmuştu. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez bir
halde hızla arkadaşlarının yanına yöneliyordu ki, kolundan
tuttum:
“Haa, şunu da unutma: Ben İsviçre’ye kaçan hortumcu
hakkında sürekli haberler yapıyorum. Eğer yarın, öbür gün sizin de
hortumculuk yaptığınızı veya rüşvet aldığınızı belgelersem, hiç
kuşkunuz olmasın ki onu da manşete taşırım!..”
Beklenmedik anda ters yumruk almış bir boksör gibi sallanarak
arkadaşlarının yanına gitti!..
★★★