Mustafa Kemal komutasındaki kuvvetlerimizin 30 Ağustos zaferiyle
perişan ettiği Yunan ordusunu adeta süpürerek 9 Eylül 1922’de
İzmir’e girmesi, İngilizlerin hiç beklemedikleri bir başarıydı.
İngiliz gazetelerinin “Yunan ordusu bir gerilemeye maruz
kalmıştır ama bunun boyutları abartılmaktadır” diye
yazdıkları günlerde uğranılan felaket boyutundaki yenilgi, müthiş
bir Yunansever ve Türk düşmanı olan İngiltere Başbakanı Lloyd
George’u çılgına çevirmişti!..
Lloyd George, Sevr Antlaşması uyarınca Boğazlar çevresinde
oluşturularak İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri tarafından
savunulan “Tarafsız Bölge”nin uluslararası koruma altında olduğunu
ileri sürerek Türk ordusunun bölge sınırlarına girmesini savaş
sebebi saydığını ilan etmişti…
Lloyd George
hükümetinin “Tarafsız Bölge”yi savunmak için Türklerle
savaşı göze aldığını gazetelerden öğrenen İngiliz halkı şoke
olmuştu. Zira kısa süre önce yaşadığı dünya savaşının açtığı derin
yaraları sarmaya çalışan halk, tekrar savaşmak
istemiyordu.
★★★
Ancak 30 Ekim 1928’de imzalanan Mondros Mütarekesi’nden yaklaşık
15 gün sonra, 61 parçalık düşman donanması, Çanakkale Boğazı’ndan
geçerek İstanbul önünde demirlemiş ve işgal kuvvetlerini karaya
çıkartmıştı. Türk halkının varını yoğunu ortaya koyarak ve
bir nesli feda ederek savunduğu Çanakkale’nin düşman donanması
tarafından elini kolunu sallayarak geçilmesi ve işgal edilmesi,
Türk halkında büyük bir acı yaratmıştı.
Osmanlı
Hükümeti’nin 20 Ağustos 1920’de imzaladığı Sevr Antlaşması ise,
Türk halkı için daha onur kırıcı sonuçlar doğurmuş ve İngiltere ile
müttefiklerinin Boğazlar ve İstanbul üzerindeki hakimiyetini
pekiştirmişti.