Bu yılın 25 Ocak günü, öğle saatleri…
Brezilya’nın güneydoğusundaki 38 bin nüfuslu Brumadinho kentinin çok yakınındaki demir madeninde hummalı üretim çalışması sürerken, vardiya değiştiren işçiler de kafeteryada yemeklerini yiyorlar.
Birden gök gürültüsünü andıran bir gürültü ile madenin atık barajı çöküyor. Neye uğradıklarını şaşıran kafeteryadaki işçiler üzerlerine tsunami gibi gelen çamur dalgalarından kurtulmak için can havliyle sağa sola kaçmaya çalışıyorlar.
Ama maalesef hiçbiri kurtulamıyor…
Tehlikeli durumları haber vermek için kurulan siren sisteminin çalışmamasına karşın, Brumadinho yönetimi, 13 milyon metreküplük toksik atıklardan korunmak amacıyla kentten binlerce kişiyi tahliye ediyor. Ancak çamur selinin evleri oturulmaz hale getirmesinin, arabaları sürüklemesinin, bazı küçük yerleşim birimlerinin haritadan silinmesinin ve 5 milyon dolayında insanın yaşadığı, yaklaşık 50 kentin suyunun üçte birini sağlayan Paraopeba Nehri’ne ulaşmasının önüne geçilemiyor. Kısacası felaketin çevreye yaptığı korkunç tahribatın boyutları hesaplanamıyor!
Günler sonra, kayıplarla birlikte faciada toplam 300 kişinin hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor. (Resmi ölü sayısı 58 olarak bildiriliyor.)
★★★
Felaket sonrası açıklamalarda bulunan Brezilya merkezli çok uluslu maden arama şirketi Vale S.A. CEO’sunun
“Halktan kimse ölmedi. Ölenler madenimizin işçileriydi” demesi, günlerdir acı içinde kıvranan tüm toplumda büyük infial yaratıyor.
★★★
Sevgili okurlarım,
Aynı şirketin, Avustralyalı ve İngiliz ortaklarıyla kurduğu Samarco Firması’nın Brumadinho’ya yakın Mariana’da işlettiği madenin barajı da 2015 yılında patlamış, 19 kişinin hayatını kaybettiği olayda büyük bir felaket yaşanmıştı.
Şöyle ki, patlayan barajdan akan 16 milyon metreküp çamur, 600 kilometre boyunca ilerlemiş ve 39 kenti etkileyerek Atlas Okyanusu’na ulaşmıştı. Yetkililer çevre katliamının boyutlarını açıklarken, tüm doğanın kirlendiğini ve 11 milyon ton balığın öldüğünü belirtmişlerdi!..