“Canım Kardeşim Uğur, Ne sen ne ben, hem ailemizin içinde, hem de birlikte okuduğumuz eğitim yıllarında kinle, nefretle büyütülmedik. Her ne kadar “AFFETMEK ALLAH'A MAHSUSTUR” deyimini iyi bilsek de, kendi hayatlarımızda karınca kararınca bunu uygulamaya çalıştık. Ben cezaevinde yatmanın acısını çekenlerdenim. Üç kez tutuklandım! Özellikle Savaş Dinçel'le birlikte Bayrampaşa Cezaevi'ndeki günlerimizi, ayaklarımıza pranga vuruluşunu hiç unutamam. Ama tüm bu acıları da bir Nasrettin Hoca gözlüğü ile görerek “Komikler Ağlamaz” kitabımda mizahi biçimde anlatmıştım. Geçtiğimiz aylarda okulumuz Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni (MSM) kundaklayan gencin dün duruşması vardı. Avukatımız Celal Ülgen'le bir karar aldık. Bu gencin tutuksuz yargılanmasını talep ettik. Ayrıca okula verdiği maddi zarar için de hiçbir talepte bulunmamayı kararlaştırdık. Çünkü zaten sigorta şirketi o parayı bize ödemişti. Duruşma sonunda o gencin ailesinin ağlaması, avukatımızın boynuna sarılması ve beni ziyarete gelmek istemeleri, beni çok duygulandırdı. Bu vesileyle, eğer benim gibi kendi halinde bir vatandaş bir suçluyu affedebiliyorsa ve tutuksuz yargılanmasını talep edebiliyorsa, koskoca devlet de özellikle basın suçlarında pekala tutuksuz yargılama yoluna gidebilir. Böylece basit bir yangından geleceğe kalacak olumlu bir içtihat çıkabilir. Bunu adli yargıdan özellikle rica ediyorum. Sevgili kardeşim, sütununu böyle şeylerle işgal etmek yerine sana telefonda anlattığım fıkralarla donatmak isterdim. Madem böyle dedim, o zaman sözümü tutayım: Yargıç, yanında savcı, sanık iskemlesinde de FETÖ'cü savcı oturuyor. Yargıç sert bir şekilde: – FETÖ'cü savcı ayağa kalk deyince, hakimin yanındaki savcı da ayağa kalkıyor!..” 01ugurbeykose20cm * * * Canım Kardeşim, Güzel günler umuduyla gözlerinden öpüyorum. Türkiye güzeldir ve hiç kuşku duymuyorum ki, daha da güzel olacak…” * * * Dün sabah sevgili arkadaşım Müjdat Gezen'in vicdanından süzülüp satırlara dökülen bu mektubu okurken gözlerim yaşardı. Hayatındaki en eski arkadaşı olarak onunla bir kez daha gurur duydum. Ne mutlu bize ki, Müjdat gibi hem sanatıyla, hem de tertemiz yüreğiyle ayakta alkışlanmayı hak eden “vicdan abidesi” sanatçılarımız var…