Ey Türkiye'yi yönetenler;
Siz, yıllardır terörle mücadele edilen bu ülkede, kolu bacağı
kopmuş, bedeninin her yanı bomba parçalarıyla dolmuş ağır yaralı
bir askere sağlık hizmeti sunmanın, hele hele GATA'da (Gülhane
Askeri Tıp Akademisi) hemşire olmanın ne anlama geldiğini bilir
misiniz?..
Son bir umutla GATA'ya yetiştirilen 20 yaşındaki ağır
yaralı bir Mehmetçik'in veya gencecik bir subayın son nefeslerini o
hemşirelerin kucaklarında verdiklerinden haberdar
mısınız?..
Bir şehidin göz kapaklarını titreyen ellerle indirmenin,
bir insanın ruhunda ne gibi depremler yaratacağını, rüyalarına
girecek kadar acı izler bırakacağını, acaba hiç düşündünüz
mü?..
* * *
Yatağa zor sığan heybetli askerin biraz sonra öleceğini bilmenin
kahredici ruh haline rağmen, gözlerinin içine gülümseyerek
bakıp “İyileşeceksin arslanım” demenin…
Ya da bir daha hiç yürüyemeyeceğini bilmenize rağmen,
gözyaşlarınızı içinize akıtıp “Yürüyeceksin yiğidim,
yeter ki dayan” diyerek moral vermenin… Silah
arkadaşının durumunu sorduğunda, öldüğünü bilmenize rağmen
“Yaşıyor, o da seni soruyor” deyip, yaşama tutunmasını
sağlayabilmenin…
Maaşla, parayla pulla izah edilemeyecek yüce görevler olduğu hiç
aklınızdan geçti mi?..
* * *
Göğsünü vatana siper eden kahraman bir subayın eşi aynı
hastanenin doğum kliniğinde ilk çocuklarını dünyaya getirirken,
kendisinin acil servisteki insanüstü çabalara rağmen fani dünyaya
veda ederek şehit olduğunu…
Duydunuz mu?..