Uğur Dündar Sözcü Gazetesi

Büyük ihanet!..

Geçen hafta sevgili Çorluluların coşkulu katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Halk Arenası’ndan dönüşte, İstanbul’daki ödül törenine katıldım. Etkinlik öncesinde de aylardır...

05 Nisan 2018 | 980 okunma

Geçen hafta sevgili Çorluluların coşkulu katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Halk Arenası’ndan dönüşte, İstanbul’daki ödül törenine katıldım.
Etkinlik öncesinde de aylardır göremediğim dostum Burhan Ortak’la The Marmara Oteli’nin Taksim Meydanı’na bakan lobisinde buluşup sohbet ettim.
İyi ki oraya gitmişim. Çünkü aylar süren çabalar ve yığınla harcanan paralarla meydana verilen son şekli de görmüş oldum.
Doğrusunu isterseniz, baktıkça içim sızladı. Çünkü meydan diye bir şey kalmamış, her yer estetikten nasibini almamış eller tarafından ruhsuz, kişiliksiz beton yığınlarıyla doldurulmuştu.
Beton meydana baktım, baktım ve Burhan’a “Eğer burayı alabildiğine çirkinleştirmek için dünya çapında bir yarışma düzenlenmiş olsa, ancak böylesine bir başarı (!) sağlanabilirdi. Gezi’dekileri bir yana bırakırsak meydanda tek bir dikili ağaç kalmamış” dedim.
Burhan itiraz etti. “Yanılıyorsun, bir ağaç kaldı, o da benim diktiğim ağaç” dedi…

* * *

Yıl 1977…
Güneşli bir Nisan günü…
O zamanki adı “Intercontinental” olan otelde çiçekçilik yapan Burhan’a bahçıvanı, çeşit çeşit mevsim çiçekleriyle birlikte bir de fidan getiriyor. “Çiçekleri anladık da bunu niçin getirdin?” diye sorunca “Abi benim paramı hiç aksatmadan ödüyorsun. Ama görüyorum ki bu işten mal mülk sahibi olman mümkün değil! Hiç olmazsa dikili bir ağacın olsun diye bu çınar ağacı fidanını sana getirdim! Tam da dikim mevsimi! Hiç durma hemen dik!” diyor.
Bahçıvan gittikten sonra, boyu ancak bir metreyi bulan fidanı nereye dikeceğini düşünmeye başlıyor.
Otelden çıkıp sağa doğru dönüyor ve bugün Vakıfbank’ın bulunduğu köşebaşında duruyor.
“Tamam!” diyor. “Ağacımı dikeceğim yeri buldum!”
Hemen kazma kürekle bir çukur kazıp, çınar fidanını kendi eliyle oraya dikiyor. Toprağını, gübresini ilave ettikten sonra taksicilere dönüp “Bu ağaç büyüdüğünde gölgesinde oturacaksınız. O nedenle gözünüz gibi bakın” demeyi de ihmal etmiyor!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yılkı atları susuzluktan ölüyorlar!.. 04 Eylül 2024 | 1.895 Okunma 30 Ağustos Zaferi, ölüm ve sürgünden kurtuluşun, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun adıdır!.. 30 Ağustos 2024 | 2.222 Okunma Vergi denetimleri düşük gelir grubundaki yurttaşlara mı yapılıyor?.. 28 Ağustos 2024 | 2.381 Okunma İklim krizinin ülkemiz üzerindeki ölümcül etkilerinin farkında mısınız?.. 22 Ağustos 2024 | 1.327 Okunma Olimpiyat halkalarındaki renkler neden ayrımcılık anlamına geliyor?.. 10 Ağustos 2024 | 2.032 Okunma