Görünen gerçek bize şunları anlatıyor:
– Rusya Federasyonu'nun Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un hayatını kaybettiği suikast, ülkemizin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerini derinden etkileyecek çok vahim bir olaydır.
– Olay bir intihar saldırısıdır. İntihar saldırıları terör örgütlerinin eylemidir.
– Bu intihar saldırısı, müteveffa Andrey Karlov'un şahsında, geliştirilmeye çalışılan Türkiye-Rusya ilişkilerini hedef almıştır.
– İlk bulgular, Terörist Mevlüt Mert Altıntaş'ın FETÖ'cü olduğu doğrultusundadır. Medyadaki yorumlara göre, soruşturma sonucunda teröristin FETÖ'nün suikast hücrelerinden birine mensup bulunduğu ortaya çıkabilir. Ancak aklı uçmuş, kalbi kin dolmuş katilin El Nusra gibi terör örgütleriyle bağlantılı olabileceği, hatta yabancı bir ülkenin gizli servisince yönlendirilebileceği ihtimali de dikkate alınmalıdır.
* * *
– Suikast ülkemizde güvenlik ve istihbarat zafiyetinin ürkütücü boyuta ulaştığını ortaya çıkarmıştır. Şöyle ki;
– Terörist Mevlüt Altıntaş'ın Büyükelçi Karlov'a kurşun sıkarken söylediği sözler, MİT'in de, Emniyet'in de yabancısı değildir. O sloganlar ilk kez suikast sırasında atılmamıştır! Sosyal medya bunlar gibi binlerce, on binlerce, hatta yüz binlerce söylemle doludur. Nefret diliyle kaleme alınmış bu mesajlar, Suriye ve Rusya'dan mutlaka intikam alınmasına yöneliktir. Hiçbiri hakkında adli mercilerce işlem yapılmamıştır. Sosyal medyada herkesin görebildiği bu gerçeği, Rusya Büyükelçisi'nin can güvenliğini sağlamakla görevli güvenlik ve istihbarat birimlerinin görememiş veya dikkate almamış olmaları, saldırının vahametini daha da büyütmektedir.
– Menfur suikast, ülkeyi yönetenlerin öfkeli kalabalıklar karşısında konuşurken uluslararası ilişki ve sorunları iç politika malzemesi yapmalarının ve nefret dilini kullanmalarının ne denli tehlikeli olduğunu gözler önüne sermiştir.