Nisan-Mayıs-Haziran aylarında, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 21,7 oranında büyümüşüz!
Halkın fark etmediği, cebine giren paranın cüzdan yakan pahalılık nedeniyle hemen eridiği bu büyüme türüne bağımsız ekonomistler eskiden “hormonlu büyüme” derlerdi.
Şimdi ise “zehirli büyüme” olarak tanımlıyorlar.
Nedenine gelince:
Nasıl ki bir organizma hormonu yiye yiye toksin ve zehir üretmeye başlıyorsa, bizim ekonomik büyüme modelimiz de toplamda ülkenin dış borcunu artırıyor, halkın gelir seviyesini düşürüp daha da fakirleştiriyor. Oysa ekonomide gerçek büyüme, o ülkede yaşayan herkesin gelirinin az ya da çok artması, işsizliğin azalması anlamını taşıyor.
Türkiye’de ise tersi oluyor.