Hainlerin iç savaş çıkartıp yurdumuzu işgal ettirmek için
başlattıkları kalkışmanın yıldönümündeki etkinlikleri izlerken
aklıma yargı camiasında engin bilgi birikimi ve
dürüstlüğüyle ünlenmiş FETÖ mağduru değerli bir hukukçu dostumun
anlattıkları geldi. FETÖ denilen zehirli ahtapotun dostuma
ve ailesine yaşattığı acıyı aynen aktarıyorum:
“İki gündür bir Güneydoğu kentimizin cezaevine gidip geliyorum.
Çünkü anamın gözyaşlarına dayanamadım…
Benim bir ‘teyze çocuğu’ var; öğretmen…
30 yaşındaki bu akrabamın babası, o henüz iki yaşındayken
rahmetli olduğundan, anamın ve teyzelerimin kucağında büyüdü. Kendi
çocukları gibi bakarak el birliği ile yetiştirdiler…
* * *
Nasıl mazlum, nasıl saf bir yüzü ve yüreği var anlatamam…
Annesi onu, 10 yaşlarında iken, ‘cemaat’ denilen şer yuvasının
dershanesindeki çay ocağına, çalışsın diye koymuş. Tabii o zamandan
beri kafese girmiş çocuk!..
Okurken de peşini bırakmamışlar, çalışmaya başlarken de!..
Yetinmemişler, kendi buldukları bir kızla da
evlendirmişler!..