Zeytinliklerini korurken sergiledikleri direnişle tarihe
geçenManisa'nın Yırca Köyü'ndeki Halk
Arenası bitmiş, vakit gece yarısını çoktan
geçmişti.
Bir buçuk saat sürecek yolculukla İzmir'e dönüş zamanımız
gelmişti.
Hepimizin genzi yanıyor, öksürüp aksırıyor, saatlerdir
soluduğumuz kömür dumanlarından bir an önce kurtulmak
istiyorduk.
Çünkü az ötedeki termik santralin küllüğünden gelen yoğun
duman tabakası dingin havanın da etkisiyle köy meydanını göz gözü
görmez hale getirmişti.
Buna karşın meydan, zehirli havayla yaşamaya alışmış
cesur ama yasalara sonuna kadar saygılı kadın ve erkeklerle
hıncahınç doluydu.
Herkes başta CHP Manisa Milletvekili Özgür
Özel olmak üzere Aykut Erdoğdu ve Atilla Sertel'e
teşekkür ediyor, hatta yaşça başça onlardan büyük olan
bazıları eğilip ellerini öpüyorlardı. Kadınlar hep bir
ağızdan “Ne olur gitmeyin. Sizi evimizde ağırlayıp hiç olmazsa bir
çorba içirmek
istiyoruz. Yoksa ailemizin aklı sizde kalacak”
diye ısrar ederken, gözüm ağaç altındaki bir
karaltıya takılmıştı.
Dikkatlice bakınca, oracığa yığılıp kalmış kişinin canlı
yayında zeytin ağaçlarının katledildiği süreçte yaşadıklarını
içimizi ürperterek anlatan köylülerden Mehmet Öksüz olduğunu fark
etmiştim.