Sevgili okurlarım,
CHP’nin çalışkan ve saygın isimlerinden İzmir Milletvekili Dr.
Aytun Çıray, son bir aydır Türkiye’nin çok yakın geleceği açısından
önemli açıklamalar yapıyor ve partisini, ülkeyi bekleyen tehlikeler
konusunda uyarıyor. Türk Milleti ve Türkiye’nin geleceği açısından
tarihi önemde bulduğum bu açıklamalarda CHP’ye yönelik dikkat
çekici eleştiriler de yer alıyor. Bu söyleşide yönelteceğim
sorularla Dr. Çıray’dan, endişelendiği gelişmeleri ve partisine
yönelttiği eleştirileri biraz daha netleştirmesini isteyeceğim.
* * *
UĞUR DÜNDAR (U.D.): Sürekli CHP geleneğinden gelmediği
hatırlatılan bir siyaset aktörü olarak size göre CHP neyi yapması
gerekirken yapmıyor? Ya da nerede eksik veya yanlış
yapıyor?
AYTUN ÇIRAY (A.Ç.): Değerli Dündar, Türkiye kopuş
anayasasına götürülüyor. Böyle varoluşsal bir ortamda
CHP kendi değerinin, tarihinin ve kadrolarının önemini maalesef
gerçekten takdir edememe problemiyle karşı karşıya. Milletler,
toplumlar, devletler ve kurumlar, hayatları boyunca yaptıkları
önemli şeyleri kayda geçirirler. Buna da tarih diyoruz. Tarih bu
anlamda kayıt altına alınmış sosyal ve kurumsal hafızadır. CHP’li
olarak bizlerin de kayıtlarımıza sürekli olarak dönmemiz, bizi biz
kılan hayati anları hiç unutmamamız ve bugünü onların ışığında
değerlendirmemiz gerekir. Dediğim budur.
(U.D.): Biliyorsunuz son günlerde basında bir CHP
milletvekilinin Meclis’teki odasından Atatürk’ün resmini kaldırdığı
iddiası yer aldı. Sizce Ankara Milletvekili sayın Aylin
Nazlıaka’nın henüz ayrıntılarını açıklamadığı ve milletvekilinin
ismini vermediği bu son derece vahim olayın ardında hangi nedenler
yatıyor olabilir?
(A.Ç.): Cevaba geçmeden önce bir konuya
açıklık getirmem gerekiyor. Ben de biliyorum ki Atatürk’ün resmini
indiren Aylin Hanım değil başka bir CHP milletvekili.
Aylin Hanım olaya şahit olunca bunu neden yaptığını soruyor, o
vekil ‘artık yeni şeyler söyleme zamanı’ olduğunu söylüyor ve sayın
Nazlıaka’nın müdahalesi üzerine resmi tekrar
asıyor. Ben bu olayı AKP jargonu özentisiyle ‘yeni
CHP’den bahsedenlerin malul oldukları bir yüzeysel değişim
anlayışının neticesi olarak görüyorum. Şahsın kim
olduğunu bilmiyorum ama muhtemelen ‘yetmez ama evetçiler’le içli
dışlı biri olmalı. Bu ‘yetmez ama evetçiler’in daha
düne kadar yaptıkları şey, aslında tarihi ters yüz etmekten
ibaretti. AKP bunları 12 Eylül Anayasa referandumunda kullanıp çöpe
attıktan sonra CHP’yle bir şekilde ilişki kurmaya başladılar.