Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e göre:
Başkalarının dini, imanı, dindarlığı hakkında hüküm
verme yetkisi, Kur’an’a göre; Allah’ın tekelindedir.
Açık vahiyle bildirme dışında Peygamber’e bile
verilmemiştir.
Bu yetkiyi kullanmaya kalkan, sadece günah
işlemiş olmaz, örtülü biçimde Allahlık ilan etmiş, yani
şirke düşmüş olur. Kitlenin önünde açıkça tövbe etmediği
sürece ona müşrik muamelesi yapılır.
Son yıllarda, anılan bu yetkiyi hemen her gün ve hiçbir
kayıt ve kaygı taşımadan kullanan siyasetçiler ve
onların besleme meddahları kahırlı bir
engizisyon-aforoz tezgâhı işletmekteler. Son
günlerde bunlardan bir tanesi, aynı zamanda ’bilim
adamı’ sıfatı da taşımasına rağmen,Türk siyasetinin
ana muhalefet partisi ve kitlesini açıkça ‘dinsiz’ ilan
etmek gibi, akıl, izan ve vicdanın kabul edemeyeceği bir
engizisyon aforozuna imza atmıştır.
Kendi adıma kınıyorum.
Kur’an adına ise bu yapılanın bir şirk olduğunu ve
sahibini (tövbe etmediği sürece) din dışına
çıkardığını ifade etmem gerekir. Bir de şunu
ifade etmem gerekir:
Türkiye, ‘laik, demokratik bir hukuk
devleti’ olduğu için, partilerin
bünyesinde dinsiz ve ateist siyasetçilerin de
bulunması makul ve hatta makbul görülmelidir. Çünkü bu
bir demokrasi ve özgürlük göstergesidir. Her siyasal
partinin içinde ateistler, dinsizler olabilir. Birinde
şu kadar, ötekinde bu kadar. İşin hukuksal-siyasal yanı
bu.
Ben meseleyi, ayrıca, Kur’an verileri ışığında
ilahiyat açısından inceledim.
Sonuç şu:
EN AZ DİNSİZ BARINDIRAN PARTİ CHP’DİR
Mevcut partiler içinde en az dinsiz barındıran
parti, aforozcu profesörün ‘dinsiz’ damgası vurduğu
CHP’dir. En fazla dinsizi barındıran parti ise ne yazık
ki, kendisini dinin temsilcisi ve hamisi gibi lanse eden
dinci parti AKP.
AKP, Kur’an ayetleriyle alay etmekten
liderlerininin Allahlığını ilana, ‘yedek Kâbeler’
kurmaktan, Kâbe’yi ve Kur’an’ı pasta yapıp yemeye kadar
giden ağır şirk tabloları üretmesi bir yana, sadece Maun
suçlarıyla bile dindışılıkta bir rekora imza
atmıştır.