“Eğer seçilirsem, devrim gibi bir uygulamayla belediyemizin
harcamalarını şeffaf hale getireceğim. Dileyen herkes, bir yazılım
aracılığıyla akıllı telefonlarından, kasamıza giren kör kuruşun
bile nereye ve niçin harcandığını görebilecek. Bizim bütçemiz
halkın parasıyla oluşuyor. Dolayısıyla halkımız, vergi olarak bize
emanet ettiği her kuruşun akıbetini bilme hakkına sahip bulunmalı.
Keza ihaleleri de şeffaflık içinde yapacağız… Hemşehrilerimiz bu
uygulama ile ihalelerin kimlere, kaça verildiğini de
görebilecek…”
Okuduğunuz güven verici açıklamaları geçen cuma akşamı Halk
Arenası’nda ağırladığım İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç
Soyer yapmış, Eskişehir’de zafer kazanan bilge Büyükşehir Belediye
Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen de hararetle
desteklemişti.
Soyer ve Büyükerşen’in bu sözleri
hayata geçireceklerinden hiç kuşku duymuyorum!
★★★
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “yerel
yönetimlerde şeffaflık devrimi” olarak niteleyebileceğimiz
bu çok önemli uygulamayı, iki kentle sınırlı bırakmayıp, CHP’nin
başkanlık kazandığı tüm kentlere ve ilçelere yaymalı.
Zira uygulamanın sağlayacağı sayısız yarar var.
Çünkü gelir ve giderler kamuya açık hale geldiğinde,
iktidar çat kapı müfettiş gönderemeyecek, böylece çeşitli kumpas ve
suçlamaların önüne kolaylıkla geçilebilecek.
Ayrıca
halkın yerel yöneticilere olan güveni de artacak…
★★★
Atılması gereken bir başka adıma gelince…
Yakın geçmişte devlet adına görev yapması gereken müfettişlerin,
iktidar yetkilisi, hatta sopası gibi çalışmaya zorlandıklarını,
bunun sonucu olarak siyasi baskıyla hazırladıkları raporların
çoğunun yargıdan döndüğünü gördük.
Eğer CHP Genel Merkezi, partili yerel yönetimlerin
denetimini iktidarın emrindeki elemanlara bırakmak yerine, kendi
bünyesinde oluşturacağı bağımsız uzmanlar kuruluna yaptırırsa,
olası algı operasyonlarının önünü alma imkanına
kavuşur.
Kendisi de eski bir Hesap Uzmanı olan Kemal
Kılıçdaroğlu’nun bu öneriye sıcak bakacağını sanıyorum.
★★★