Yıl 1977……
Genel seçimler sonrasında TRT haber ekibi, Bitlis’in bir köyünde çekim yapıyor. Muhabir Orhan Baykal köyün tamamının merhum Süleyman Demirel’in Genel Başkanı olduğu Adalet Partisi’ne oy verdiğini öğrenince, bunun nedenini soruyor. Köylüler de hep bir ağızdan “Biz Kırat’çıyız, Demirel’ciyiz. Tercihimiz budur” cevabını veriyorlar.
Çekimler bitirilip veda zamanı gelince, genç bir köylü TRT ekibine yaklaşıp, adeta fısıldar gibi gerçeği anlatmaya başlıyor:
“Abi, büyüklerimizin söylediği doğru değil!.. Seçim öncesi milletvekilimiz Kamran İnan köyümüze geldi. Önce ağamızla, sonra bizlerle görüştü. Diğer partilere de oy çıkacağını öğrenince, çok kızdı. Köylüyü toplayıp, ayağıyla toprağı eşeledi. Başka partilere tek oy atılırsa, köyün lanetleneceğini, hiç ürün alamayacağımızı, dolayısıyla açlığa mahkum olacağımızı duyurdu. O hiddetle köyü terk ettikten sonra ağamız yalnızca Kırat’a oy vermemizi, aksini yapanlar olursa, hemen bulunacağını ve köyden kovulacaklarını söyledi. Zira köylüler Kamran İnan’ı ‘şıh’ olarak görüyor, ona karşı çıkanların kıtlığa sebep...