Dört ayaklı dostu yanında olsun, sevinçle kuyruğunu sallasın, karların içinde koştursun, onunla bembeyaz örtünün üzerinde yuvarlansın istiyordu.
Çocuğun ne bir kardeşi, ne de birlikte oynayacağı bir arkadaşı vardı.
Tek dostu bu sokak köpeğiydi.
İsmini ‘Panter’ koymuştu...
★★★
Gerçekten de dört ayaklı dostu bir panter kadar heybetliydi.
Sarı, siyah benekli tüyleri vardı.
Diğer sokaklardan haylaz çocuklar, bazen gelir oyununu bozarlar, karşı çıkınca da, üç dört çocuk onu dövmeye çalışırlardı. İşte o anda dört ayaklı dostu, adeta pantere dönüşür, haylazların hepsini sokağın dışına kadar şakacıktan kovalar, böylece onu korurdu. Oysa normal zamanlarda gelene geçene sevinçle kuyruk sallayacak kadar uysaldı ve saldırganlık huyu hiç yoktu.
Panter çok hisli bir köpekti, kötüyü ve iyiyi çok çabuk ayırt ederdi.