Suriye krizinin tırmanmaya başladığı, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Beşar Esad'ın iki ay içinde devrileceğini söyledikleri günlerdi.O kadar emin konuşuyorlardı ki, iki ay içinde Şam'a gidip Emeviye Camisi'nde cuma namazı kılmaktan söz ediyorlardı!Yandaş medyaya ve her gece TV kanallarında boy gösteren uzmanlara (!) göre; artık Suriye'de Esad sonrasının konuşulmasının zamanı gelmişti! Yani Esad tarih sahnesinden çoktan silinip gitmişti!..Ama “O”, tam tersini dile getiriyor, ısrarla Esad'ın gitmeyeceğini söylüyordu.Bununla da yetinmiyor, dünyanın dört bir yanından Suriye'ye akın eden küresel savaşçılara Türkiye'nin göz yummaması gerektiğini, bizim çıkarımızın bunlara karşı Esad rejimiyle birlikte hareket etmekten geçtiğini belirtiyorduBu uğurda başta Rusya olmak üzere etkin tüm ülkelerle işbirliği yapmanın zorunluluğuna işaret ediyordu.Ancak uyarılarını kimse dikkate almadığı gibi, sosyal medyanın lince doymayan bindirilmiş kıtalarınca hedef gösteriliyor, akıllara durgunluk veren iftira ve hakaretlere uğratılıyordu!“O” yine de pes etmiyor, Beşar Esad'ın niçin gitmeyeceğini anlatmaktan vazgeçmiyordu…