Torba dolusu et parçalarını alıp, ıssız Ege kıyısındaki yapayalnız plajın yolunu tutuyorum.
Ufuk çizgisinden başlayarak yükselen, yükseldikçe köpüren dalgalar, durmaksızın sahile yosun, kum ve naylon torba yığıyor.
Yiyecek bulamadıkları için giderek “kara kuşu” olmaya başlayan denizlerin simgesi martılar, el ayak çekildikten sonra döndükleri mavi vatanlarında, çığlık çığlığa kıyıya yaklaşan balık sürülerini kovalıyor.
Sert rüzgarın ötelere sürüklediği bulutların ardında yükselen güneş, içimi ısıtmakla kalmıyor, Koronavirüsle savaşımızda en büyük ihtiyacımız olan umut ışıklarını saçıyor.
★★★
Derken onlar...