“İzmir'i çok özledim…”
Bu sözler Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ait. Onun İzmir özlemini, yanına giden gazetecilerden öğreniyoruz. Bu toprakların yetiştirdiği ve büyüklük ölçüsünü ancak tarihin belirleyeceği bir Türk'ün vatanından ve muhabbet duyduğu beldelerden ayrı kalmasına sebep olanlara, “yazıklar olsun” demekten kendimi alamıyorum.
Mensubu olduğu millete bin yıllık onur kazandıracak kadar büyük hizmetler etmiş olan bir gönül ehlini uzak diyarlarda muhacir ettik biz.
“Türkiye'yi özlüyor musunuz” diye soruyor gazeteci Serdar Turgut. “Özlemediğim bir gün bile yok” diyor. Fethullah Gülen'i tanıyanlar bilirler ki, bu Mecnun'a, “Leyla'yı özlüyor musun?” diye sormak gibi bir şey.
* * *
Gazeteci Cüneyt Özdemir gözlemlerini anlatırken,“Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir sözüyle Türkiye'yi hatta dünyayı etkileyen” biri olduğunu söylüyor. Türkiye'yi etkileyen biri olduğu çok açık. Peki dünyayı etkileyen biri olduğu tespiti nereden çıkıyor? Elbette Amerika'da gördüklerinden. Yani, geçen yıl benim gördüklerimden. Bugün dünyada yüzlerce Amerikalı ve batılı akademisyen Fethullah Gülen'in insanlığın bugünü ve yarınına ışık tutan fikirleri üzerine kafa yoruyor, eserler veriyor. O nedenle Fethullah Gülen artık sadece Türk milletiyle başlayan ve Türk milletiyle biten bir fikirler manzumesinin sahibi değildir.Bugün insanlık onun yaydığı “aura”yı hisseder hale gelmiştir. O, milliden evrensele doğru bir albatros kuşu gibi süzülen büyük bir insanlık değeridir artık. Biz ise ona kendi doğduğu topraklarda “kriminal insan” muamelesi yapmakla meşgulüz.
* * *