İlginçtir, adaylığı konuşulmaya başlandığında CHP’de belki de
ilk kez, cadı kazanı ortaya çıkmamış, birkaç kişi dışında tüm parti
kadroları ağız birliği etmişçesine “Evet, Ekrem İmamoğlu en
uygun isimdir” demeye başlamıştı. Tek tük muhalefet
edenler ise “Yüzde 14 tanınırlığa sahip bir ilçe belediye
başkanından İstanbul’u yönetecek biri olur mu” diye
eleştiriyorlardı.
O ise yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemeyle; “Beni tanıdıkça
seveceksiniz” diyor, tecrübesizliğini dile getirenlere de
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’a belediye başkanı
olduğu haliyle kıyaslandığımda, ondan misliyle
tecrübeliyim” cevabını veriyordu.
★★★
Sahaya çıkar çıkmaz, malum iftira üretim merkezleri
harekete geçtiler. Önce Kıbrıs’ta Türklere soykırım
girişiminde bulunan Rum lider Makarios’un heykelini Beylikdüzü’ne
diktiğini (!) öne sürdüler. Bu ciddiye alınacak hiçbir
yanı olmayan büyük bir yalandı! O nedenle hiç tutmadı. Sonra bazı
belediye uygulamaları üzerinden yıpratmak istediler. Onlar da işe
yaramadı. Zira halk icraatından çok memnundu…
Eleştiri görünümü altında atılan iftiralar üzerine yapışmayıp,
teflon tavadan kayarcasına yere düşünce, bunları üretenler de
susmak zorunda kaldılar!..
★★★
Ne söylenirse söylensin sert bir üslupla cevap vermiyor, kavga
etmesini bekleyenleri çileden çıkaracak sakin bir tonla sevgiden,
kimseyi ötekileştirmemekten, herkese eşit hizmet götürmekten ve tüm
İstanbulluları kucaklamaktan söz ediyordu.
Toplumu ayrıştırmayan bu hoşgörülü ve sevecen dil çok sevildi.
★★★