GAZETECILIK eğer evrensel tanımında olduğu gibi, toplumun gerçekleri öğrenme hakkı için yapılıyorsa, dünyanın her yanında zor meslektir.
Türkiye benzeri, ekonomik sıkıntılarla boğuşulan ve yargının siyasal baskı altına alındığı ülkelerde ise zor olmanın ötesinde tehlikelerle doludur.
İktidarın hoşuna gitmeyen haberler yapan, köşe yazıları kaleme alan bir gazetecinin gecenin bir yarısında, ya da sabahın karanlık saatlerinde alınıp götürülmeyeceğinin garantisi yoktur.
Her şey yandaş bir kalemşorun hedef göstermesiyle başlar. Ardından sosyal medya linçleri gelir ve bir savcının harekete geçmesiyle, gazeteci apar topar demir parmaklıkların ardını boylar.
Ama gerçeğin peşinde koşan gazeteciler bilirler ki hakikat, tıpkı bir sel gibidir ve ondan büyük güç yoktur. Zira sel, önüne çıkartılan engelleri yıkıp geçer ve hedefine ulaşır.
Selden zarar görmemek için selin oluşumunu önlemek, örneğin dere yataklarını daraltmamak gerekir.