18 Mart 1953… Saat 21,05… Çanakkale…
Henüz 10 yaşındayım.
Dondurucu soğukta askeri birliklerin ve tüm okulların katılımıyla Deniz Zaferi’nin 38. yıldönümünü kutladıktan sonra, gece erkenden uykuya daldık.
Ama çok geçmeden korkunç bir gürültüyle yataklarımızdan fırladık. Neye uğradığımızı anlayamadan babam ve annem, hepimizi (beş kardeş) kucaklayıp, lapa lapa yağan kar altında, evimizin bahçesine taşıdı.
Babam içeride yorgan, battaniye, palto gibi bizi sıcak tutacak ne varsa toplayıp gelmişti ki, çatımız çöktü.
Biz çocuklar, rüyada mıyız, kabus mu görüyoruz diye düşünürken, yan komşumuzun 3 katlı binasındaki çatının da bitişikteki tek katlı evin üzerine devrildiğini gördük.