Toplumun yoğun tepkisi üzerine tasarı metninden “ötanazi” sözcüğü çıkarıldı.
Ötanazinin bir numaralı hedefini; halkımızın Karabaş olarak bildiği sahipsiz sokak köpekleri oluşturuyor.
Oysa Karabaş deyip geçtiğimiz bu köpeklerin çok ilginç bir öyküsü ve ambargo yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne büyük hizmetleri var.
Nasıl mı? Anlatayım:
★★★
İstanbul, coşkulu bir baharın ardından ilkyaza koşuyor.
TRT İstanbul Televizyonu’ndaki odamda birkaç dakikalığına çalışmayı bırakıp, erguvanlarla dolu Ortaköy sırtlarını, gün boyu neredeyse mavinin tüm tonlarıyla dans eden Boğaz’ı seyre dalıyorum.
O sırada ünlü film yönetmeni, yazar, merhum Halit Refiğ geliyor.
Sinemamızın büyük yönetmeni, o tarihte TRT için Kemal Tahir’in aynı adlı romanından uyarladığı “Yorgun Savaşçı’’ dizisini çekiyor. Tadına doyum olmayan sohbetine başlarken “Dizinin çekimleri sırasında Gemlik’te çok ilginç bir olayla karşılaştım. Onu size mutlaka aktarmam gerekir’’ diyor ve anlatıyor:
★★★
“Gemlik’teki Askeri Veteriner Okulu Eğitim Merkezi’nin Komutanı Veteriner Albay Orhan Öncül, tanımanız gereken çok değerli bir kişi. Silahlı Kuvvetler’e, askeri amaçlarla kullanılmak üzere köpek yetiştiriyor ve eğitiyor. Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önce bu görevi, halk arasında ‘Kurt’ tabir edilen Alman çoban köpekleri üstlenirmiş. Ancak harekât sonrası ambargo konulunca, Almanlar, köpekleri göndermekten vazgeçmişler. Orduda sıkıntı büyüyünce, Albay Öncül de, bizim sokak köpeği ya da ‘Karabaş’ dediğimiz, hayvanları gözüne kestirmiş. Uzun bir çaba sonucunda da adeta bir mucizeyi gerçekleştirerek, Karabaş’ı eğitmeyi başarmış. Gidip bu mucizeyi görmenizi ve Türkiye’ye tanıtmanızı öneririm.”