Halk arasında “beyin felci” denilen “serebral palsi” (SP) hastası olarak dünyaya geldi.
Ailesinin ortanca ve tek erkek çocuğuydu.
Çocukluğu dayanılması zor travmalarla geçti. Babası, arkadaşları ondan kaçmasınlar, gelip oynasınlar diye hep en güzel, en yeni oyuncakları alırdı. Buna rağmen arkadaşları kendisinden uzaklaşmaya başlayınca arkalarından “Korkmayın, kaçmayın benden size zarar gelmez, benim sizden farkım yok” diye bağırırdı.
Güçlükle konuşmasına, ayakları üzerinde durmakta zorlanmasına, zaman zaman arkadaşsız kalmasına karşın, yine de haline şükrederdi. Çünkü aynı hastalık nedeniyle hiç yürüyemeyen ve konuşamayan akranları da vardı.
İlk kez ayakları üzerinde dengesini sağladığında dokuz yaşındaydı.
Başını kaldırıp gökyüzünün derinliklerine hayranlıkla baktı,
baktı ve büyüdüğünde mutlaka uzayla ilgili bir şeyler yapabilmenin
hayalini kurdu…