“Sevgili Başbakanım ben (…)
Size bu mektubu yazmamın bir vatandaşlık görevi olduğunu
düşündüm.
11.12.2012 tarihinde (17/25 Aralık'tan bir yıl önce. UD) Maliye
Bakanlığı'na bir ihbarda bulundum.
23428 evrak kayıt numaralı bu dosyanın ihbarcısıyım.
Maliye Bakanlığı'na yapmış olduğum ihbarda, 30 milyar Euroluk kayıt
dışı paranın beyan edilmediğini gördüm.
Bu parayla ilgili 405 sayfadan oluşan hesap ekstrelerini ve banka
hareketlerini Maliye'ye teslim ettim. Aynı dosyanın bir örneğini
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, MASAK ve MİT'e de gönderdim…
* * *
Aradan 11 ay geçmesine rağmen bir sonuca varılamadı. Maliye
incelemenin sürdüğünü söyleyince, konuyu 13 Ekim 2013 tarihinde
Yeni Şafak gazetesinde manşet haber olarak yayınlattım.
Başka bir gazete de bu haberle ilgili olarak (Reza Zarrab hakkında)
benimle görüştü. Ancak 2 bakanla bir (AKP) Genel Başkan Yardımcısı,
gazeteyi arayarak, haberin çıkmasını engelledi…
* * *
Ben bu konunun sizin bilginizin dışında olduğunu düşündüğüm için
sizden randevu talep ettim, fakat başarılı olamadım.
Çok yoğun olduğunuzun farkındayım.
Konunun daha sonra şahsınız ve partinizin yıpratılması amacıyla
kullanılabileceğini düşünüyorum.
İlgili isimleri size bildirmem gerekiyorsa hazırım.
Herhangi bir tehdit almadım ama can güvenliğimin olmadığını
belirtmek istiyorum.
Ayrıca 1905 sayılı kanun gereği ihbarcılık hakkımın ödenmesini
talep ediyorum.
Sevgi ve selametle ellerinizden öperim…
(Adı, soyadı, imzası ve telefon numarası)