El freninin yanındaki boşlukta üst üste duran yandaş
gazetelerden, taksici kardeşin siyasi görüşünü hemen
anladım.
Ama belki yakıt ikmali sırasında istasyondan bedava almış olabilir
diye düşünerek, hiç ses etmedim.
Çok geçmeden beni yoklamak amacıyla kendisi topa girdi:
“Abi ne olacak bu anayasa mevzusu?..” .
“Ne olacağı var mı, Devlet Bahçeli Bey'in veciz bir şekilde
tanımladığı gibi, fiili durum hukuki çerçeveye
sokulacak” dedim.
Dikiz aynasından rahatlamış ve onaylayan gözlerle baktığını
görünce, tahminimden emin olmak için sordum:
“Senin siyasi görüşün nedir kardeş?”
– Allah'a bin şükür “Reis”ciyim abi. Ya sen?
“Herhalde yani! Başka kimi destekleyebilirim ki? İnşallah 1
Kasım'da olduğu gibi bu sefer de istediğimizi
alacağız!”
Hay yaşasın benim abim be!.. Bu ülke teröristlere, İsrail, Ermeni
döllerine kalmamalı.
“Vallahi ben 2002'den beri Ak Parti'ye atıyorum oyumu.
Onlar sayesinde çok şükür ayda 100-150 bin lira
kazanıyorum” deyince, hafiften sarsılır gibi
oldu.
Devam ettim:
“Kardeş, 3 arabam, 4 evim var. Çocuklarım da yurtdışında
okuyor. Anlayacağın keyfimiz yerinde çok şükür!..”
Meraklanmıştı:
“Abim ayıptır sorması ama sen ne iş yapıyorsun?”
deyince“Gaziantep'te fabrikam var. Ayakkabı imal ediyorum.
Eskiden sigortalı işçi maliyeti yüzünden ayda 50 bin lirayı zor
kazanıyordum. Sonra Türk işçileri çıkardım, Suriyelileri
çalıştırmaya başladım. Ne sigorta ne başka bir şey! Adamlar ayda
300 liraya talim ediyor, biz de kazancımıza bakıyoruz!.. Bir de
nankörler kalkmış, ekonominin bozulduğundan söz ediyorlar. Bunların
alayı hain be! Yaşasın istikrar” dedim!
Suratının iyice düştüğünü görünce aynı hızla devam ettim:
“Allah bozmasın, şu iktidar başımızda olduğu sürece,
kazancımız hep tıkırında gider. Allah onlardan bin kere razı
olsun!..”