Reyhanlı,
Diyarbakır,
Suruç,
Ve dün Ankara…
Barış Mitingi’ndeki korkunç katliamda yürek yakan
bilanço:
86 ölü, 186 yaralı…
* * *
Katilleri biliyoruz,
Kanlı senaryonun faillerini isim isim, resim resim görür
gibi oluyoruz.
* * *
Çünkü dehşet senaryosu Diyarbakır’da denendi, daha kanlısı
Suruç’ta sahnelendi ve Ankara’daki ise göstere göstere geldi.
Amaç çok net:
Yurttaşları sokağa dökmek, kardeşi kardeşle çatıştırıp
birbirine kırdırmak ve oluşacak kaos ortamında 1 Kasım seçimlerini
iptal ettirmek…
* * *
Ey halkım,
Bilge bilim insanı Emre Kongar Hocamızın dediği gibi acımız büyük,
yaramız çok derin.Ama unutmayalım ki kan kanla
temizlenemez, bomba bombayla önlenemez.
* * *
Cumhuriyet tarihinin en sancılı, en tehlikeli ve acılarla
dopdolu günlerini yaşıyoruz…Bu
nedenle hepimizi hain pusuların ve ürpertici tuzakların
beklediğini bilerek
sağduyulu davranmak ve provokasyonlara geçit vermeden 1
Kasım’a ulaşmak zorundayız.
Ayrıca Ankara’daki katliamdan sonra
demokrasiyi koruma görevinin demokrasiye gönül veren herkese
düştüğünü bilmeliyiz.
Zira ülkeyi, tüm politikaları iflas etmiş, tüm refleksleri
paralize olmuş, yurttaşını sadece korkutarak yönetmeyi düşünecek
kadar aciz bir iktidar yönetiyor.
* * *
Bu ürkütücü gerçek
ortadayken yapılması gereken, demokrasiye ve barışa yürekten
inanmak ve kanlı kardeş kavgasıyla bizi parçalamaya çalışanların
oyununu bozmaktır.
Barış Mitingi katliamında hayatlarını
kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar
diliyorum.
Teröre lânet olsun, ulusumuzun başı sağolsun.
* * *
Unutmayalım, hesaplaşma ve katillerden hesap sorma yeri
sokaklar değil, 1 Kasım’da mutlaka kurulması gereken
sandıklardır.
Demokrasi parolamız (!)
“1 Kasım’da görüşürüz” olmalıdır.