Doğrusunu isterseniz binlerce tonluk zehrin güvenli bir depoda tutulduğunu düşünüyordum. Ama yazımdan sonra çevrede yaşayanlardan gelen şikayetleri dinleyip, Kocaeli Barış Gazetesi’nden Uğur Enç’in çektiği fotoğrafları görünce dehşete kapıldım.
Nasıl kapılmayayım?
Derince Limanı girişindeki depolara yakın yerlerde oturanlar, her yağmurdan sonra havaya geniz yakan çok kötü bir kokunun yayıldığını söylüyorlar. Gazeteci Enç’in gönderdiği fotoğraflar da, saç kaplı depo çatılarının delik deşik hale geldiğini, duvarların çatladığını, kokunun da buralardan sızan yağmur suyunun zehirle temas etmesinden kaynaklandığını belgeliyor.
1993 yılındaki İSKİ Skandalı sırasında Amerika’ya kaçan Halil Bezmen’ ait (sonradan el değiştirdi) Koruma Tarım İlaçları Şirketi’nin depolarındaki tonlarca DDT türevi BHC, yaklaşık 30 yıldır bırakıldıkları yerde imha edilmeyi bekliyor!..
* * *
Korkunç düzeyde etkili zehir, yağmur sularıyla toprağa ve denize karışıyor. Denizlerde suyu filtre eden planktonlar onu yutuyor. Küçük balıklar bu planktonlarla besleniyor. Büyük balıklar, küçük balıkları avlıyor. Deniz kuşları da balık yemeden yaşayamıyor… Böylece DDT taşıyan canlı zincirine halkalar eklendikçe ekleniyor…
Anlatmaya çalıştığım basamak zamanla dünyanın her yerine, hatta penguenlerin huzur içinde yaşadıkları Güney Kutbu’ndaki buzullara kadar yayılıyor. Kuşlarda biriken toksik madde, kalsiyum dengesini bozarak yumurta kabuklarını incelttiği için kuluçkaya yatmak da imkansızlaşıyor. Bilim insanları kartal ve şahin gibi yırtıcı kuşların azalmasını bu sürece bağlıyor.