Sevgili okurlarım
Halk arasında “Takke düştü kel
göründü” diye güzel bir deyiş vardır.
7 Haziran seçimleri sonrasında AKP iktidarı için de aynı durum söz
konusu oldu.
PKK terör örgütüyle başlatılan ve adına “Çözüm Süreci (!)”
denilen görüşmeler nedeniyle hem milliyetçi kesimin, hem de
kandırıldığını düşünen Kürt seçmenin oylarını kaybeden AKP, aniden
söylem değiştirdi. Zira ufuktaki erken seçimde AKP’nin yeniden tek
başına iktidara gelebilmesi için milliyetçi oylara ihtiyaç doğdu.
Bu arada yüzde 13 oranında oy alarak sürpriz yapan HDP’nin de baraj
altına düşürülmesi zorunlu hale geldi.
İşte bu nedenle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra tüm AKP
önde gelenleri, seçimlerin çatışmasızlık ortamında yapıldığı “süreç
günlerinde” söylediklerinin tam tersini dile getirmeye
başladılar.
Bunun üzerine ben de oturup, dün söylenenlerle bugünü
karşılaştırdım. Ortaya büyük bir yalanlar listesi çıktı.
İşte o listeden bazı maddeler:
* * *
- Siyasi iktidarın görevlendirdiği MİT yetkilileri, Oslo’da,
İngiliz’in hakemliğinde PKK terör örgütü ile müzakere masasına
oturmamıştır!
- PKK terör örgütü, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın isteği ve
Oslo’da verilen söz doğrultusunda silah bırakmış ve derhal Türkiye
sınırları dışına çıkmıştır!
- Ne dönemin Başbakanı, ne de herhangi bir AKP önde
geleni “PKK ile görüşen
şerefsizdir” dememiştir!
- İmralı’daki görüşmeler, PKK’nın silahları kesin olarak
bıraktığını açıklamasından sonra ve siyasi iktidarın bilgisi
dışında başlamıştır! Yani MİT bu süreci, kendi başına aldığı bir
kararla hayata geçirmiştir!
- Çözüm süreci kapsamındaki tüm temaslar kapalı kapılar ardında
değil, TBMM çatısı altında ve milletin temsilcilerinin gözü önünde
sürdürülmüştür!
- Uzun görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan’a, yakında
özgürleştirileceğine dair hiçbir söz verilmemiş, resmi taahhütte,
hatta en ufak bir imada dahi bulunulmamıştır!
- Aksini öne sürenlerin söyledikleri gerçek dışıdır. Sözü edilen
tutanakların gerçekle hiçbir ilgisi yoktur, tümü sahtedir!