Halkın oylarıyla seçilen Balıkesir Büyükşehir Belediye
Başkanı Ahmet Edip Uğur, “Evime kadar gelip ailemi tehdit
ettiler” diyerek, gözyaşları arasında hem başkanlıktan,
hem de partisinden istifa ediyor.
İstifasına bir neden bulunmadığını açıklarken de “Hırsızlık
yok, FETÖ yok, başarısızlık yok” diyor.
“Yani, hırsız ve FETÖ’cü değilim, ayrıca başarılıyım ama
tehditler nedeniyle istifa etmek zorundayım” demeye
getiriyor.
Demokratik hukuk devletlerinde böyle bir durum yaşanmaz ama haydi
yaşandı ve başkan sarsıcı iddiaları ağlayarak dile getirdi
diyelim.
Ne olur?
Savcılar daha o kişi koltuğundan kalkmadan resen harekete
geçer, seçilmiş bir belediye başkanını evine kadar gelip ailesiyle
birlikte tehdit edenlerin kimler olduklarını soruşturmaya
başlarlar.
Peki bizde ne oldu?
Kamu düzenini sağlamakla yükümlü iktidar önde gelenleri hep bir
ağızdan; “Varsa bir şikayeti bağımsız (!) yargıya
başvurmalı” dediler.
Böylece “Olacak O Kadar” ülkesinde yaşadığımızı
tüm dünyaya bir kez daha ilan ettiler!
* * *
İstifasını veren bir başka Büyükşehir Belediye Başkanı veda
konuşması yapıyor.
Ne kadar başarılı olduğunu, ne yüce işler yaptığını anlatıyor,
salonda kendisini dinleyenler de çılgınca alkışlıyor.
Hatta bazıları gözyaşı döküyor…
Sıra onca muhteşem (!) başarının sahibi “Büyük Başkan”ın neden
istifa ettiğine geliyor.
Ağlamaklı bir ses tonuyla “Genel Başkanımız emretti, o
nedenle istifa ettim” diyor.
Salondakiler bu kez ayağa kalkarak, daha büyük coşkuyla
alkışlıyor!
Bir bölümü bununla da yetinmiyor ve salonu “Yaşa, varol”
diye bağırarak inletiyor!
“Olacak O Kadar” ülkesinde gülsek mi, ağlasak mı dedirten
anlar, peş peşe yaşanıyor!..