Referandum öncesinde yurdu dolaşarak yaptığımız tüm Halk Arenası programlarında, hem ben, hem de değerli konuşmacı konuklarım, ısrarla şunu söyledik: “Mutlaka sandığa gidelim, bununla da yetinmeyip çevremizde oy vermeyi düşünmeyen kişileri de ikna ederek beraberimizde götürelim. Hayatımızın en önemli yurttaşlık görevini yerine getirip çocuklarımızın, torunlarımızın, yani Türkiye'nin geleceği için mutlaka oyumuzu kullanalım…” * * * Halk Arenası ile yetinmedik. Aynı çağrıyı, değerli kardeşim Yılmaz Özdil'le birlikte, gazetemiz SÖZCÜ için hazırladığımız çekimlerde de yaptık. Bu reklam spotlarıyla reyting kanallarındaki sevilen dizilerin arasına girerek milyonlara seslendik. Ayrıca şu hatırlatmada bulunduk: “Değerli seçmenler, Lütfen oyunuzu kullanmakla yetinmeyin. Sandıklar kapanıp sayım işlemi başlayınca, oy verdiğiniz sandığa giderek, sonuçların yer aldığı ıslak imzalı tutanağın fotoğrafını çekin. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) sonuçları açıklamaya başladığında, sandık numaranızı bulun ve oradaki rakamları, elinizdeki fotoğrafla karşılaştırın. Bir farklılık gördüğünüzde bulunduğunuz kentin barosunca görevlendirilen yetkililere veya siyasi parti sorumlularına bildirin. Aman, oyunuzu sahipsiz bırakmayın!..” * * * Bunları söylerken CHP önde gelenlerinin “Siz yeter ki sandığa gidin, oyunuzun takipçisi olun, sonrasını bize bırakın” şeklinde verdiği güvencenin etkisinde kaldık. Ama şimdi görüyoruz ki, kamuoyunda hile ile kazanıldığı kanaatinin oluştuğu referandumda CHP, Doğu ve Güneydoğu'nun bazı illerindeki binlerce sandıkta görevli bulunduramamış! İddialara göre CHP tarafından boş bırakılan sandıklardan tulum “Evet” oyları çıkmış!.. * * * Şimdi CHP'ye, özellikle de partinin teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'e soruyoruz: