“Aristo der ki;
“İnsan en iyi ihtimalle tüm hayvanların en asilidir. Kanun ve
adaletten vazgeçtiğinde ise en kötüsüdür!..”
* * *
Ülkemizde adalet, konjonktüre göre şekil değiştirebilen bir
virüsten mustarip. Yargı mensuplarının son zamanlarda verdikleri
tuhaf, anlamsız fotoğraflara gösterilen tepkilere baktığımızda
bile, yargının içinde bulunduğu durumun halktaki yansıması
rahatlıkla görülebiliyor.
Uzun yıllardır, özel yetkili mahkemeler eliyle yapılan hak
ihlallerine karşı gösterdiğimiz mücadele, sanıyorum herkes
tarafından biliniyor. Özellikle 17/25 Aralık sürecinden sonra
cemaat kontrolünden çıkarılmış, bağımsız ve tarafsız bir yargının
inşası için birçok kişi ile birlikte çetin bir savaşa girdik.
Amacımız, her kesimden herkesin, aklında hiçbir şüphe kalmadan,
gözü kapalı inanabileceği bir hukuk sisteminin tesisiydi.
* * *
Ancak yolsuzluk soruşturmasına verilen takipsizlik kararına
gösterdiğim tepkiden sonra, samimi olduğunu düşündüğüm bazı yargı
mensuplarının garip tavrı, beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü
benim ve benim gibi düşünenlerin derdi hiçbir zaman, “Mevcut
soruşturmalar iktidar partisine zarar verir mi, vermez mi” şeklinde
bir düşünceden ibaret olmadı. Ancak şunu gördük ki; iktidarın
aldığı oyu yargıya duyulan güvenle eşdeğer tutan bir grup azınlığın
amacı bizden farklıymış!..