“FETÖ” Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, yargıyı, eğitimi, bürokrasinin kilit noktalarını, yani devleti ele geçirirken… Türk Silahlı Kuvvetleri yargı ve polisteki FETÖ militanlarınca çökertilirken… Genelkurmay Başkanları zindana atılırken… Kahraman komutanlar “terörist” (!), Mehmetçik katliamcısı teröristler “tanık” olurlarken… Türkiye'ye kurulan küresel kumpasa karşı çıkan yurtsever gazeteciler, aydınlar ve siyasetçiler demir parmaklıklar ardına gönderilirken… Dışarıdakiler de her gün yandaş gazetelerce cezaevini boylamakla tehdit edilirken… Yurtseverlerin özel hayatları röntgenlenip, akıllara durgunluk veren yalan, iftira ve kurgularla hedef haline getirilirken… Yuvalar yıkılıp, ocaklar sönerken… Zulmün kahrettiği insanlar intihara sürüklenirken… Masumlar, hücrelerinde amansız hastalıklardan yitip giderken…
* * *
“Yapmayın, etmeyin, Türkiye'yi felakete sürükleyen bu
küresel senaryoya alet olmayın. Kumpası hemen
durdurun” diyorduk!..
Anında “Ergenekoncu” damgasını yiyorduk!..
* * *
Oslo'da eli silahlı teröristlerle, İngiliz'in
hakemliğinde pazarlık masası kurulurken… Teröristler Habur'da
kahramanlar gibi karşılanırken… Türk yargısı çadır mahkemesiyle
onların ayağına gönderilirken…
Kandil'deki basın toplantısına giden medya mensupları sayısız asker
ve polisimizi şehit etmiş, nice masum yurttaşımızın, hatta
kundaktaki bebeklerin bile canlarına kıymış teröristlerle hatıra
fotoğrafı çektirmek için yarış ederlerken… Nevruz'da
Abdullah Öcalan'ın mesajları “büyük kurtarıcıdan müjde” başlığıyla
milyonlara duyurulurken… Kışlalardaki Türk bayrakları, garnizonları
basan teröristlerce indirilirken… Bölücü terör örgütü Doğu ve
Güneydoğu Anadolu kentlerini patlayıcı deposu haline getirip, çok
sayıda güvenlik görevlimizin şehit olacağı kalkışmanın altyapısını
hazırlarken… Valiler ve kaymakamlar, asker ve polisin bu büyük
tehlikeye yönelik operasyonlarını engellerken…
* * *
“Yapmayın, eli silahlı teröristle pazarlık etmeyin,
açılım denilen ne idüğü belirsiz süreci kapalı kapılar ardında
götürmekten vazgeçin! Meclis'in çatısı altına getirin, millete
acılar çektirmeyin” diyorduk!..
Anında “vatan haini” damgasını
yiyorduk!
* * *