“Oğlum, 2005 yılında, Van’ın Gürpınar ilçesine bağlı Tüzek köyündeki evimizden ayrıldı. Giderken lise 2. sınıfa kayıt yenileme işlemi yaptıracağını söyledi…”
* * *
“Eve dönmeyince, karakola başvurarak oğlumun kayıp olduğunu bildirdim. Kayıp kaydı oluşturuldu. O tarihten bu yana kendisinden hiçbir haber alamadım…”
* * *
“Ailemizde terör örgütüyle bağlantılı kimse bulunmamasına rağmen, oğlumu bulmak için Kuzey Irak’taki kamplara 4 kez gittim! Amacım ona ulaşıp ikna ederek geri dönmesini sağlamaktı. Ama gittiğim her kampta, başka bir bölgedeki kampta olduğunu belirttiler!..”
* * *
“Van’dan Silopi sınır kapısına otobüsle gidiyordum.
Pasaportumla geçip, Kuzey Irak’taki Dohuk’a servis
araçlarıyla ulaşıyordum. Dohuk’tan da ticari
taksilerle 2008 yılında Haftanin, 2011’de Zap, 2013’de Gare
ve 2014 yılında da Metina kamplarına gittim!
Kamp girişlerinde eli silahlı kişilerce durduruluyor
ve nizamiyeye yönlendiriliyordum. Bir defasında örgüt
mensupları Nevruz nedeniyle ortak alanda
toplanmışlardı. Onlara oğlumun fotoğrafını gösterdim,
tanımadıklarını söylediler!..”
* * *
Bu sözler, Ankara’da görevli 29 Türk Silahlı
Kuvvetleri personelinin şehit olması, 100 civarında
kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan hain terör
saldırısını yapan canlı bomba Abdulbaki Sömer’in
babası Musa Sömer’e ait!..
Hürriyet gazetesinden Fevzi Kızılkoyun’un haberine
göre; şüpheli olarak ifadesi alınan Musa Sömer, oğlunu
terör örgütünün pençesinden kurtarabilmek için çok
uğraşmış. En başta da karakola başvurarak oğlunun
bulunmasını istemiş.