Tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’dan Doğu Akdeniz’deki zengin enerji kaynakları kriziyle ilgili çarpıcı açıklamalar:
Elekdağ, başlıktaki tespiti yaptı ve ekledi: Türkiye ile KKTC’yi, Doğu Akdeniz’den dışlamayı ve bölge enerji kaynaklarından yararlanmalarını engellemeyi hedefleyen bir ittifak var. Akdeniz’de bir kıvılcımla sıcak savaşa dönüşebilecek rüzgarları esiyor.
Sevgili okurlarım,
Doğu Akdeniz’de bulunan zengin doğalgaz ve petrol rezervleri nedeniyle sular kaynıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye’nin, meşru deniz yetki alanları üzerinde sondaj gemilerimizle sürdürdüğü araştırmalar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’a ilaveten Fransa, ABD ve Rusya tarafından kınanıyor. AB ise Türkiye’yi yaptırımlarla cezalandırma tehdidinde bulunuyor. Durum çok hassas ve tırmanma riski mevcut. Bugünkü ve yarınki söyleşilerimizde tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile ülkemiz açısından hayati önem taşıyan bu sorunu inceleyeceğiz.
Fatih ve Yavuz gemilerimizin Kıbrıs Adası çevresinde Kuzey Kıbrıs ve ülkemizin kendi deniz yetki alanlarında sondaj faaliyeti yapıyor.
SICAK SAVAŞA DÖNÜŞECEK RÜZGARLAR ESİYOR
UĞUR DÜNDAR (U.D.): Sayın Elekdağ söyleşimize hassas bölgedeki durumun tespiti ile başlayalım.
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ (Ş.E.): Avrupa Birliği (AB), Fatih ve Yavuz gemilerimizin Kıbrıs Adası çevresinde Kuzey Kıbrıs ve ülkemizin kendi deniz yetki alanlarında sondaj faaliyetinde bulunmaları nedeniyle Türkiye’ye siyasi ve ekonomik yaptırımlarda bulunma kararı aldı. AB, Türkiye’yi “Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesine girmek ve ihlal etmekle” suçluyor. AB’nin böyle bir suçlamada bulunurken dayandığı sakat gerekçe; Kıbrıs Adası’nın tüm topraklarının Kıbrıslı Rumlara ait olduğu… AB, Kıbrıslı Türklere bir azınlık olarak bakıyor.AB’nin, bölgedeki petrol ve gaz zenginliğini Ada’daki iki tarafı bir araya getirip iş birliği yapmalarını sağlayacak bir fırsat olarak değerlendirmek yerine, Türkiye’ye yaptırım uygulaması, ön yargılı ve hasmane bir tutumdur. Ankara’nın, AB’nin bu tutumuna tepkisi, hem kendi haklarını hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını, bundan önce olduğu gibi sonra da korumaya devam edeceği ve sondaj faaliyetini sürdüreceği şeklinde olmuştur. Önemli ve olumlu bir gelişme, TBMM’deki dört partinin (AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti) sorunu milli bir dava olarak görmeleri ve hükümetin bu konudaki politikasını destekleyeceklerini ortak bir bildirgeyle açıklamalarıdır. Savunma Bakanımız Akar ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının olağanüstü bir gövde gösterisi yaparak gittikleri KKTC’de, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin meşru haklarının aleyhine olacak hiçbir oldubittiye müsaade edilmeyeceği hususundaki milli kararlığı vurguladılar. Özetle; Akdeniz’de bir kıvılcımla sıcak savaşa dönüşebilecek sert-soğuk savaş rüzgarları esiyor.