Kamuflajla bindikleri botta yüzleri pek seçilemeyen SAT
komandoları, üstlendikleri görevi kusursuz biçimde yerine getirmiş
olmanın iç huzuru ve gururuyla, soğuk Ege sularını yararak,
Bodrum’da kıyıya yanaşıyorlar.
Onları bekleyenler, bottan inenleri kucaklayıp, alkışlar, sevinç
gözyaşları ve çığlıklar arasında kutluyorlar.
Tarihe “Kardak Kahramanları” olarak geçen SAT
komandolarının ilk işi, adacıkta dalgalanırken indirdikleri Yunan
bayrağını üstlerine teslim etmek oluyor.
Ve gecenin karanlığında hepsinden gür sesler yankılanıyor:
“Vatan görevi başarıyla tamamlanmıştır
komutanım!..”
★★★
14 yıl sonra…
9 Nisan 2010… Sabah saatleri…
Beşiktaş’taki Özel Yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
“Poyrazköy” adlı kumpas davasının ilk duruşması
yapılıyor.
Sanık sandalyelerinde, millete karşı
yasadışı eylem planı hazırlamakla suçlanan, ulusumuzun gurur
kaynağı kahraman denizci subaylar oturuyor. Kimlik tespitine
geçildiğinde, aylardır zindanda tutulan ve yandaş kalemlerce
sürekli linç edilen subayların isimleri okunuyor: