Polis her yerde onları arıyor.
Gazeteler, televizyonlar ve internetteki haber
siteleri, Suriye’den sahte
kimliklerle giriş yaptığı belirlenen biri
kadın, 4 canlı
bombanın fotoğraflarını yayınlıyor.
IŞİD terör örgütünün bu kişilere Suruç ve
Ankara’dakine benzer korkunç bir katliam yaptıracağı
öne sürülüyor.
Vatandaşlardan teröristleri gördükleri yerde polise
bildirmeleri isteniyor.
Yani güvenlik güçleri bu kez -Başbakan
Davutoglu’nu yalanlarcasına- canlı
bombaları eylem yapmadan önce (!) yakalamaya
çalışıyor.
* * *
Aslında bu haberler, AKP’nin tüyler ürperten
aymazlığını da gözler önüne seriyor.
Çünkü başta MİT olmak üzere güvenlik
birimlerinde Adıyamanlı
teröristlerin
IŞİD’e ne zaman ve nasıl katıldıkları, beyinlerinin
kimler tarafından yıkanıp devşirildikleri, Suriye’ye
kaç kez gidip geldikleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler
bulunuyor.
Üstelik bunlar teyide muhtaç duyumlar da değil,
belgeli!..
Zira Diyarbakır, Suruç ve
Ankara katliamını yapan canlı bombaların
ailelerinin çocuklarını polise ihbar ederek
yakalanmalarını istedikleri ve güvenlik güçlerine
her türlü bilgiyi verdikleri de biliniyor.
Ama ne yazık ki gerek polis, gerekse yargı bu kayıtları
arşivlemekten öte bir işlem yapmıyor.
Hatta bazı annelerin çocuklarını IŞİD’in pençesinden
kurtarabilmek için Başbakan
Davutoğlu ile görüşüp yalvarmaları bile
durumu değiştirmiyor.
Bu inanılmaz çelişki, ihmal ve sorumsuzluk zinciri
insanın kanını donduruyor.