Sevgili okurlarım,
yasama, yürütme ve yargının iç içe geçtiği, güçler
ayrımının mazide kaldığı, tek adamın tüm güçleri elinde
topladığı bir dönemi yaşıyoruz.
* * *
Muktedirin “Anayasayı çiğniyorsunuz” uyarısını yapanlara “Anayasa benim” cevabını verdiği, toplumun onun bahşettiği ölçüde özgür olabildiği, hukukun üstünlüğünün rafa kaldırılıp, üstünün hukukunun geçerli kılındığı vahim bir noktaya gelmiş bulunuyoruz.
* * *
Tacitus’un “Bir devletin yıkılışıyla birlikte yasaları da çoğalır” deyişini doğrularcasına, sayısız yasanın yanı sıra, kamu düzeninin de “torbaya” atıldığı çok kritik bir eşiğe tanıklık ediyoruz.
* * *
Ne yazık ki toplumumuzda, hukukun üstünlüğüne ve adalete duyulan güvenin her geçen gün biraz daha yitirildiğini görüyoruz.
* * *
Toplumun kaygılanmakta haklı olduğunu, zira adalet olmadan kamu düzeninin sağlanamayacağını, hukukun bittiği yerde zulmün egemenliğinin başlayacağını, tarihteki örneklerinden biliyoruz.